6 Ağustos 2014 Çarşamba

Biri 'Efsane' mi dedi?

Spor denilince ilk akla malum futbol gelir. Bende yaklaşık 3 yıldır bu satırlarda sizlere hep futbol adına paylaşımlarda bulundum. Bu defa bir değişikliğe gitmek istiyorum, değişim güzeldir, farklılık güzeldir :)

Dünyadaki futbol ekonomisi kadar güçlü bir ekonomi var mı bilemem ama bize basketbolu sevdiren, bize tenisi sevdiren 2 efsane isme yer vermek istiyorum blog sitemde...

Hani biraz da ayıp olur yer vermesem diye düşünüyorum. Futbolla yatıp futbolla yatan bir ülkeyiz ama son 15-20 yılda özellikle 'spor' anlamında daha zengin bir kültüre sahip olduğumuzu düşünüyorum. Özellikle sosyal medyanın da fazlasıyla gelişmesi ve insanların herşeylerini buradan paylaşmasıyla beraber daha geniş kitlelere ulaşır hale geldik ve haliyle de dünyada olan biten hakkında da herkesin artık bir fikri ya da 'haberi' var.


Biz gelelim futbol dışındaki sporlarda bizleri o sporlara merak saldıran, bizleri ekran başına kilitleyen, her hareketinde estetik kokan, profesyonelliği kadar ahlakı ve kişiliği ile de saygıların en büyüğünü hak eden 2 efsane sporcuya yer vermek istiyorum...

Biri dünyanın en zor ve kaliteli basketbol ligi olan NBA'de gelmiş geçmiş en iyi basketbolcu ilan edilen (yaşım itibariyle kariyerinin son dönemlerine yetişsem de) Michael Jordan... Diğeri de tenis dünyasının gelmiş geçmiş en iyisi ilan edilen Roger Federer...

İkisi de her devirde olduğu gibi bu devirde de diğer büyük sporcularla kıyas ediliyor, yani acaba onlardan daha iyisi var mı diye? Misal; Kobe Bryant ve LeBron James acaba Michael Jordan'dan daha mı iyi? Ya da Rafael Nadal, Roger Federer'i geçti mi gibi sorular sorulmuyor değil. Bunun tıpatıp aynısını zaten birkaç yıldır dünyanın gelmiş geçmiş en iyi futbolcusu Maradona mı Messi mi? Messi mi Pele mi? gibi sorularıyla sık sık tekrarlıyoruz.

Bu soruların cevabı için belirli bir kriter yok ama toplumun genelinin bakış açısı çok önemli ve bu noktada gerek Jordan gerekse de Federer, EN İYİ apoletlerini fazlasıyla hak ediyorlar. Jordan'ı izleyemeyen ya da takip edemeyenler ve Federer'in gençlik dönemlerini bilmeyenlerin bu sporcuların CV'lerini okumalarını ya da onları izleyenlerden dinlemeleri dahi yeterli olacaktır.


Yukarıda da dediğim gibi bizleri basketbolu ve tenisi sevdiren 2 efsane, kanımca da mesleklerinin gelmiş geçmiş en iyileri... Federer artık 33 yaşında ama hala hırslı ve hala asaletli. Tarihte hiçbir tenisçinin ulaşamadığı 17 Grand Slam şampiyonluğu ve sayısız kırılamayan rekoru ise zaten kalitesinin ispatı. 2003 ila 2009 yılları arasında tenis dünyasını tek başına domine eden (15 Grand Slam'i bu dönemde kazandı) İsviçreli komple bir sporcu. Dünyanın en prestijli Grand Slam turnuvası olan Wimbledon'ı tam 7 kez kazanma başarısı göstermesi ise inanılmaz. Onun isminin yanına yazacağım diğer kişi ise Rafael Nadal olacaktır. Zaten ikilinin oynadığı her karşılaşma inanılmaz zevkli ve çekişmeli geçer. Şu da kesin bir gerçek ki : Federer, belki 1-2 sene daha tenis oynayacak ve tenisi bırakacak, işte o zaman tenis sporunda çok büyük bir eksiklik yaşanacak...


NBA'de ise Michael Jordan bir başkaydı, onu yeterince tanımayan ya da izleyemeyenlerin mutlaka internetten eski maçlarını izlemeleri şart. O, Chicago Bulls ile 90'lı yılların en büyük basketbolcusuydu. Onun zamanında yani 80'li yılların sonu ile 90'lı yılların tamamında NBA, tüm dünyada en çok izlenen ve takip edilen basketbol ligi oldu ve hala da öyle. Aldığı sayısız ödüle henüz yaklaşan dahi olmadı. NBA'de normal sezon ve play off'ların sayı rekoru ise kendisine ait. 6 NBA şampiyonluğu bulunan Jordan, tüm şampiyonluklarda MVP ödülünü tek başına aldı. Buradan zaten başarılarını ve aldığı ödülleri yazsak satırlar yetmez. Michael Jordan'a şahsi kanaatimce en çok yaklaşan isim son yıllarda Kobe Bryant olmuştur ama dediğim gibi o bir başkaydı ve onun gibisinin bir daha gelmesi de çok ama çok zor.

İki efsane sporcuyu da kelimelerle anlatmak çok zor. Bize düşen ise sadece onları yaşatmak ve unutturmamak...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

SON 1 AYDA EN ÇOK OKUNANLAR