Maç kaybedersin, ilk olarak hakeme sallarsın. Rakibin maç kazanır, "hakem sayesinde" dersin. Ya penaltını vermez, ya rakibin oyuncusunu atmamıştır yada ofsayttan gol yemişsindir. Artık küfür kıyamettir, ancak böyle rahatlarsın. Zaten onlar insan değiller, robot olmalılar değil mi? Misal 5 cm'lik ofsaytı bile görmeliler, futbolcunun içindeki iyi yada kötü huyu anında görüp hissedip 2 saniye içinde karar vermeliler. Maçı mümkün mertebe "sıfır hata" ile bitirmeli, eğer hata yapacaklarsa da bizim 'lehimize' yapmalılar. Hem "zaten bizim takımı geçmişte çok doğramışlardı, şimdi biraz da bize çalışsınlar" anlayışı değil mi?
Yukarıdaki bölüm, bir taraftarın gözünden yaşanan olaylardı. Bir de sahadaki futbolcuların gözünden bakmak lazım 'hakem' anlayışına. Hakemi kandırmaya yönelik hareket yapar, faul beklerler. Kendileri faul yapınca "ben ne yaptım ki hocam" serzenişleri. En ufak pozisyonda hakeme itiraz ederler, hakemi etkilemeye çalışırlar. Sahada hiçbir şekilde hakeme yardım etmek istemezler. Hakem 'tek başına' maçtaki her ayrıntıya hakim olmak zorundadır. Gözünden asla hiçbirşey kaçmamalıdır.
Hakemlerin herşeyden önce bizler gibi İNSAN olduğu gerçeğini kabul etmek ve tüm dünya genelinde hakemlerin neredeyse aynı standartlarda maç yönettiklerini anlamalıyız. Bugün dünyanın en zor ligi kabul edilen Premier Lig'de de inanılmaz hakem hataları yapılıyor, Keza; Dünya Kupası'nda da, Şampiyonlar Ligi'nde de. Bugünün 'elit' hakemleri arasındaki Victor Kassai, Marc Clattenburg, Nicola Rizzoli gibi hakemler de çoğu zaman eleştirilerin hedefindeki isimlerden olabiliyor. Hakemleri baskı altına almak, "falanca hakemi bizim maçlara istemiyoruz" anlayışı, her başarısızlığı örtbas etme çabasından öte geçemeyen çaresiz davranışlardan sadece biri.
Empati yapın mesela. Kendinizi hakem olarak hayal edin ve misal Fenerbahçe - Galatasaray maçında bulun kendinizi. 50 bin taraftarın gürültüsü eşliğinde ekranlardan milyonlarca kişi sizin ağzınızdan çıkacak bir düdüğe bakıyor. O düdüğü çaldığınız vakit, birileri üzülüyor, diğer taraf seviniyor. 5 dakika sonra üzülen seviniyor, sevinen sizi suçluyor, hatta küfrediyor. Bu kısır döngü her maç devam ediyor. Maçlardan sonra, oynanan maç yerine günlerce siz konuşuluyorsunuz ve bir süre sonra sokağa çıkarken dahi telaşlanıyorsunuz. Tüm bunları düşününce insanın meslek olarak HAKEM olası gelmiyor. Zaten ülkemizde hakem de yetişmiyor artık. Cüneyt Çakır dışında Avrupa'ya hakem ihraç edemiyoruz. Onun dahi tüm bu zorlu şartlardan arınarak, Avrupa'da fazlasıyla zorlu maçlarda düdük çalması bizler için tek gurur kaynağı.
Mesleğini en uç profesyonel derecede yaşayan futbolcuların hakemler konusunda ne kadar itiyatlı davrandıkları gerçeğinde aklıma ilk olarak Ryan Giggs, Raul Gonzalez ve Andres İniesta gelir. Kariyerinde Manchester Unıted ile 953 maça çıkan Giggs ve bir Real Madrid efsanesi olan Raul kariyerleri boyunca hiç kırmızı kart görmediler. Andres İniesta da 14 yıl formasını giydiği Barcelona formasıyla toplamda sadece 50 civarı sarı kart görürken hiç kırmızı kart görmedi. Yeri gelmişken; hakemler konusunda dünyaca ünlü ortasaha futbolcusu İniesta'nın, herkesin algılayacağı ve biraz düşününce tereddütsüz bir şekilde ÇOK DOĞRU diye kabul edeceği sözlere uzanalım...
MUHABİR : Çoğu pozisyonda ayağınıza darbe alıyorsunuz, fakat faul verilmiyor. Neden hakeme hiç itirazınız olmuyor?
ANDRES İNİESTA : Hakem kararını verdikten sonra değiştiremez. Nasıl ben dahil hayatını futbola vermiş futbolcular, kendi kalesine gol atıp, hatalı pas verebiliyorsa, hayatını bu yola vermiş bir hakemde hata yapabilir. Ben pas hatası yaptığım zaman, takım arkadaşlarım bana itiraz ediyor mu? O zaman benim de hakeme itiraz etme hakkım yok!
İşte bu yüzden tüm dünyada 2016 - 2017 sezonu, aynı zamanda "Hakemlere saygı sezonu" olsun. Bir şeyleri değiştirmek adına, hakemleri korumak ve bu gerçeğe dikkat çekmek adına hakemleri daha az konuşacağımız sezon, bu sezon olsun. Her zamankinden daha fazla onlara değer verelim, hatalarıyla, yanlışlarıyla onları kabul edelim. Hakemler kolay yetişmiyor ve onlarda birer insan. Sadece bu gerçekleri dahi doğru şekilde idrak edersek, taraftarlığımız da olgunlaşır, futbol kültürümüz de, ülke futbolu da...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
SON 1 AYDA EN ÇOK OKUNANLAR
-
Yeri geldiğinde küçük çaplı takımınıza büyük başarılar sığdırıp kariyerimize unutulmaz şampiyonluklar kazandıran takımınızın kilit oyuncular...
-
Önce Başakşehir gibi ters gelen takıma karşı üstün futbol ve attığı 2 gol... Ardından son 20 derbide sadece 2 kez kazanabilen bir takı...
-
Aralık 2019’da ortaya çıkan ve etkisi yavaş yavaş tüm dünyaya yayılan koronavirüs salgını, binlerce insanın canına mâl olurken, NBA ...
-
Kabul etmeliyiz ki futbol demek, aynı zamanda para demek ve endüstriyel pazarın en önemli ticari meyvesi de futbol. Tam da bu noktada sponso...
-
Tüm dünya genelinde futbol ve basketboldan sonra en fazla izlenen, en fazla sponsoru olan, reklam ve pazarlama alanında çok önemli rakamla...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder