Amerika Birleşik Devletleri - Yunanistan mücadelesi.
Yer : Saitama - Japonya
Maçtan önce tabii ki olağan favori Amerikanlar. Efsane basketbolcu Kobe Bryant'ın hem de en formda olduğu dönemlerde 2006 NBA play-off serilerindeki sakatlığından dolayı turnuvayı kaçırmasına rağmen, ABD takımında o sıralarda öyle genç ve altın bir jenerasyon vardı ki, kupayı almamaları için hiçbir sebep yoktu. Bu altın jenerasyon ileride o kadar büyük başarılara imza atacaklar ki, belki de bu maç onların ileride parlamaları için müthiş bir tecrübe olacaktı. ABD kadrosunda 2003, 2004 ve 2005 draftlarının en iyi oyuncuları sahnedeydi. Başta Lebron James ve Dywane Wade olmak üzere Carmelo Anthony, Chris Bosh, Kirk Hinrich, Chris Paul, Dwight Howard'ın yaşları 21 ila 25 arasında. Koç Mike Krzyewski önderliğinde mini bir rüya takımı havasındaki ABD, diğer yarı final maçı olan Arjantin - İspanya maçının galibi ile final oynayıp kupayı ülkelerine götürmenin planlarını yapıyorlardı. Carmelo, LeBron ve Wade biraz tutunmaya çalıştılar, Chris Paul inanılmaz kötü oynadı. Howard ve Bosh ise beklentinin gerisinde kaldılar. Belki bu maç 2 sene sonra oynansaydı ABD, Yunanistan'ın üzerinden silindir gibi ezip geçerdi ama biraz rakibi ciddiye almama, biraz da Yunanistan'ın onur mücadelesi ile ABD'liler hiç beklemediği bir maç sonrası evlerinin yolunu tuttular. Kobe bir saha içi liderin yaşları 21 ila 25 arasında değişen bir takımda neler yapabileceğini belki göremedik ama onun oynadığı 2008 ve 2012 Olimpiyatlarında Kobe şampiyonluklar yaşattı takımına.
Yunanistan'da başrollerde, şimdilerde kafasında saç kalmayan ama gençliğinin enerjisini olağanüstü şekilde sahaya yansıtan Vassilis Spanoulis ve onun sadece 2 yaş büyüğünde en olgun çağında Dimitris Diamantidis vardı. Schortsanitis ise iri cüssesini en genç taşıdığı yıllarda ve o da LeBron, Carmelo, Bosh ve Wade gibi efsane 2003 draftından. Serbest atışları yine kaçırıyor ama pota altında ise inanılmaz işler yapıyor. Öte yandan takımın ağabeyleri Papaloukas'ın öldürücü asistleri ve Kakiouzis'in kritik sayıları ise tecrübelerinin sahaya yansımış halleriydi. Bu Amerika'yı yenmek için bir an bile konsantrasyonu kaybetmemek şarttı ve onlar maçın son anına kadar üst düzey performans gösterdiler. Bunda koçları Panagiotis Giannakis'in üst düzey taktik ve disiplin anlayışının önemli bir rolü vardı. Yunanistan'ın böylesine görkemli bir galibiyetin ardından finalde, turnuvanın en değerli oyuncusu seçilecek olan Pau Gasol'lü İspanya'ya sadece 47 sayı atmaları ise büyük bir sürpriz olarak tarihteki yerini alacak ve ikincilikle yetineceklerdi.
Maçın 14.dakikasına 33-21 geride giren Yunanistan, bu dakikadan sonra ABD'ye karşı muazzam bir savunma ve etkili hücumu ile farkı kapatıp ikinci çeyreğin sonlarında öne geçti ve bir daha da asla geriye düşmeden maçı 101-95'lik skorla hakkı ile kazandı. Gelin 9 sene öncesine tekrar gidelim ve bu unutulmaz maçı hep beraber tekrar yaşayalım...
süper maçmış doğrusu
YanıtlaSil