Dünyaca ünlü ve saygın olan teknik direktörlerin neredeyse tamamının, zamanında futbolculuktan geldiğini malum hepimiz biliyoruz. Sanırım bu konuda belki de en büyük istisna
Jose Mourinho.
Porto, Chelsea, İnter ve Real Madrid gibi muazzam bir kariyere sahip olan Portekizlinin meslektaşlarıyla atışırken, bazen bu eksikliğinden dolayı ağır eleştiriler alması da sanırım son derece doğal. Kaldı ki futbolculuk dönemlerinin müthiş olduğu teknik adamların da çoğunun bu konuda yetersiz kaldığını Maradona, Van Basten gibi örneklerden net bir şekilde anlayabiliyoruz.
Mourinho'nun açık sözlü ve hazır cevap kimliğinin en güzel örneklerinden biri olan ve kendisi gibi geçmişinde profesyonel futbolcu olarak görev yapmayan, orjinali Arrigo Sacchi'ye ait olan tarihe geçen o unutulmaz sözünü de hatırlamak lazım :
"Teknik direktör olmak için önce futbolcu olmak gerektiğini söylüyorlar. Peki jokey olmak için de önce at mı olmak gerekiyor?" (Gayet mantıklı bir söylem)
***
Şu an ki dönemde aktif olarak teknik direktörlük görevlerini devam ettiren bazı hocaların futbolculuk dönemlerine gidelim istedim. Onları bir de bu yönleriyle görüp değerlendirelim. Yani teknolojinin bu kadar hayatın ve futbolun içinde yer almadığı, çimlerin bu kadar kaliteli, tribünlerin bu kadar konforlu olmadığı, kah siyah - beyaz kah renkli o günleri hatırlamak ve o zamanın futbolcularının hangi zor şartlardan zirveye geldiklerini de iyi analiz etmek lazım.
Şüphesiz dönemin en iyi kariyere sahip olan teknik adamı
Pep Guardiola ve onun hem futbolculuk döneminde hem de teknik adamlık boyutunda Barcelona ile yakaladığı başarılar inanılmaz seviyelerde. Yine İtalyan kurt teknik adam
Fabio Capello da son 20 yılın en başarılı hocalarından sadece biri. Milan, Chelsea, PSG derken Real Madrid ile de saygı duyulacak kariyere sahip olan bir diğer İtalyan
Carlo Ancelotti de diğer misafirlerimizden olacak.
Mourinho'nun hocası taktik dehası
Van Gaal ve ele avuca sığmaz Alman
Bernd Schuster de bu satırlarda konuğumuz olacak.
"Kim daha iyi?" sorusunda Pele'nin baş muhatabı olan
Maradona'yı da tabii ki unutmayacağız. Schuster ile Maradona'yı aynı fotoğrafta görünce ise "vay be" diyeceksiniz. Yeni yükselen isimler
Montella, Koeman ve
Simeone'yi de tabii ki ekleyeceğiz. Bir dönem yolu ülkemizden de geçen
Mancini ve
Souness'ın aynı karede görünce eminim ki duygulanacaksınız...
O zaman lafı fazla uzatmadan nostalji turumuza başlayalım. Şimdiden iyi seyirler...
|
Klinsmann (Bayern Münih) & Guardiola (Barcelona) |
|
Bernd Schuster (Barcelona) |
|
Klinsmann (Almanya)
|
|
Carlo Ancelotti (Roma) |
|
Laudrup (Barcelona) |
|
Beckenbauer 1972 |
|
Dunga (Brezilya)
|
|
Ronald Koeman |
|
Louis Van Gaal (Sparta Rotterdam) |
|
Maradona (Boca Juniors) |
|
Stoichkov & Mourinho (Barcelona) |
|
Dino Zoff & Fabio Capello |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder