28 Kasım 2017 Salı

En İyi Kim?


Bugün sizlere farklı bir şey hazırladım. Son 15 yıla damga vuran 3 büyük tenis efsanesinin (Federer - Nadal - Djokovic) kazandıkları Grand Slam'ler özelinde birkaç parametre ışığında belirlediğim puanlara göre bir sıralamaya dahil ettim kendilerini ve ortaya şöyle bir şey çıkmış oldu. Sonucu kafaya fazla takmamak lazım, zira daha önce de dediğim gibi bir Grand Slam şampiyonu, turnuva boyunca rakiplerinin kim olacağına kendisi karar veremez. Hem kim derdi, 2014 US Open finalini Cilic - Nishikori oynayacak diye?
İlk olarak şöyle başlayalım... Malumunuz Federer'in 19, Nadal'ın 16 ve Djokovic'in ise 12 Grand Slam şampiyonluğu var. Toplamda 47 Grand Slam şampiyonluğu ediyor ki, 2003 Wimbledon'dan günümüze 58 Grand Slam oynandığını düşündüğümüzde bu oran % 81 gibi korkunç bir rakama dönüşüyor. Üç büyük efsanenin böyle bir dominasyonu tarih boyunca görülmedi. Kaldı ki kazanamadıkları kalan 11 Grand Slam'in 5'inde yine en az bir BİG3 üyesi vardı.
Fazla kafaları dağıtmadan tekrar konumuza dönelim. BİG3'ün kazandığı 47 Grand Slam özelinde şöyle bir puanlama sistemine gideceğiz.
* Grand Slam'i kazanan raketin şampiyon olduğu turnuvada rakiplerinin dünya sıralamasındaki yerlerinin ortalamalarına göre :
0 - 20 arasına 5 PUAN
21 - 40 arasına 4 PUAN
41 - 60 arasına 3 PUAN
61 - 80 arasına 2 PUAN
81 - 100 arasına 1 PUAN
101 ve sonrasına PUAN YOK
* BİG3 kadar BİG4'ün de önemi tartışılmaz. Murray efendi, böylesine büyük üçlünün zamanına denk gelmeseydi şu an koleksiyonunun en az 3 katı kadar Grand Slam şampiyonluğu yaşayabilirdi. O, elinden geldiğince efsanelere direnç gösterdi ve toplamda 11 Grand Slam finali oynadı, hem de 10 tanesini bu üçlüye karşı. Grand Slam şampiyonları, BİG4 üyesi her rakibini yendiğinde 2'şer PUAN
* İlk 10 sırada yer alan tenisçileri yendiğinizde ekstradan 0,5 (YARIM) PUAN
* Önce yada sonra Grand Slam şampiyonluğu yaşamış tenisçilere karşı aldığınız her galibiyete 1 PUAN
......................
Puanlama bitti. Şimdi kalemi kağıdı, hesap makinesini elimize aldık ve şöyle bir sonuç çıktı ortaya... (Umarım yanlış yapmamışımdır)
Grand Slam puanlarının derecelerini de şöyle izah edelim :
RUTİN : 5 puan ve daha aşağısı
ORTALAMA : 5,5 - 7,5 puan arası
İYİ : 8 - 10,5 puan arası
MÜKEMMEL : 11 ve üzeri

Novak Djokovic, bu puanlama sisteminde kazandığı 12 Grand Slam özelinde ortalama 9,08 puan tutturarak birinci olurken; Rafael Nadal da 7,84 ortalama ile ikinci sırada. Roger Federer ise 7,08 ile üçüncü sırada.
Bu puanlama sisteminde Djokovic'in en zorlu kazandığı (en çok puan aldığı) Grand Slam 2011 AUS OPEN (11,5) olurken, en rahat kazandığı (en az puan aldığı) Grand Slam ise 2011 WİMBLEDON (6,5) oldu. Novak, hiçbir Grand Slam zaferinde 6,5 puanın altına düşmedi. Malum, biraz da devir farkı!
Gelelim Nadal'a... En zorlu kazandığı (en çok puan aldığı) Grand Slam 2007 ROLAND GARROS (12,0) ve hemen ardından 2006 ROLAND GARROS (11,0) olurken; en rahat kazandığı (en az puan aldığı) Grand Slam ise 2010 ROLAND GARROS (1,5) oldu. Ayrıca Nadal'ın son Grand Slam şampiyonluğu olan US OPEN'dan da sadece 3 puan aldığını ekleyelim.
Son olarak Federer'e bakalım. İlk iki rakibine oranla özellikle 4-5 yıl farklı rakiplerle oynayan Fedex, en zorlu kazandığı Grand Slam'i (en çok puan aldığı) 2007 ve 2012'deki WİMBLEDON'larda (11,0) yaşadı. En rahat kazandığı (en az puan aldığı) Grand Slam zaferi ise 2006 AUS OPEN (3,5) olarak kayıtlara geçti.
Yukarıdaki Grand Slam puanlarına bağlı olan derecelere tekrar dönersek... RUTİN olarak adlandırdığımız sınıfta 5 Grand Slam şampiyonluğu var ki, bunların 3'ü Federer, 2'si Nadal'ın. Djokovic'in hiç RUTİN zaferi yok. ORTALAMA olarak değerlendirdiğimiz Grand Slam şampiyonluklarında Federer'in 9, Nadal'ın 5, Djokovic'in ise 2 zaferi var. İYİ olan derecede ise Djokovic'in 9, Nadal'ın 7, Federer'in de 5 şampiyonluğu var. Son olarak MÜKEMMEL kategorisinde ise Nadal ve Federer'in 2, Djokovic'in ise 1 zaferi var.
SON BİLGİ : Bu zamana kadar 30 Grand Slam finalinde BİG4 oynadı. Nadal - Murray finali hariç hepsi oynandı. En çok finali Nadal - Federer (9 kez) oynarken; 7 kez Murray - Djokovic, 7 kez Djokovic - Nadal, 4 kez Federer - Djokovic ve 3 kez de Federer - Murray finalde karşılaştılar. 2010 US OPEN ile 2013 AUS OPEN arasında yer alan 10 finalin tamamını BİG4 oynadı ve tenis tarihinin en rekabetçi ve zevkli yıllarına imza attılar.

İşte böyle dostlar. Ben puanladım, sizler de okudunuz. Aslında bu puanlama, bizlere somut ve kesin hiçbir sonuç vermiyor. Ben sadece sayıları sevdiğim için boş zamanımda böyle bir şeyler yaptım. Okuyanlara teşekkürler, yorumları alabilirim :)

6 Kasım 2017 Pazartesi

Harry Kane - Tottenham ve birkaç şey daha...

11 yaşında altyapısında başladığı Tottenham serüveninde Leyton Orient, Milwall, Norwich ve Leicester'de kiralık olarak forma giyen ve nihayet 2013 - 2014 sezonu ile beraber Tottenham'a, yuvasına dönen Harry Kane, 20 yaşına kadar Championship ve League One takımlarında 60'ın üzerinde maça çıkmış ve olgunlaşmıştı. Kabuğuna sığamayacak kıvama geldiğinde, bu defa da önünde Roberto Soldado, Jermain Defoe, Emmanuel Adebayor gibi üst düzey santrforlar ve yine kendisinden bir yaş büyük olan, bonservisine 30 milyon sayılan Erik Lamela vardı. İster istemez, kadroda fazla şans bulamasa da, dönemin teknik adamı Villas Boas tarafından sekizi ilk 11 olmak üzere toplamda 19 maça çıktı ve 4 gol attı. Takımın en golcü oyuncusunun 14 gollü Adebayor olduğunu düşündüğümüzde, oynadığı maç sayısına göre verimliliği fena sayılmazdı.

Bir yıllık geçiş döneminden sonra, starlığa terfi edeceği 2014 - 2015 yılında ise, bir önceki sezon takımı altıncı yapan Boas ile yollar ayrılmış ve sonrasında takımın efsane teknik adamlarından birisi olacak Mauricio Pochettino ile anlaşılmış ve Arjantinli teknik adam ile Kane, 'çok büyük' oynamaya başlamıştı. Bir önceki senenin hücum hattındaki dört ismi de takımdaydı ama Pochettino, 29 ve 30 yaşındaki Soldado ve Adebayor'u daha çok ikinci yarılarda kullanıp, gençlerin önünü açmak için 21 ve 22 yaşındaki Kane ve Lamela'yı önceliğine almıştı. Sezon sonunda, takımın en ileri ucunda oynayan Harry Kane 51 maçta 31 gol, ofansif ortasahanın sağ kanadında görev alan Erik Lamela ise 5 gol, 7 asist kaydedecekti. Kane için en büyük şanslardan biri de; ilk yılındaki acemiliği atlatıp, Premier Lig'in en iyi ofansif oyuncularından biri haline gelen Christian Eriksen olacaktı.

2015 - 2016 yılında bu defa 28 gol atacak, Ada'nın büyük kulüplerinin de dikkatini çekecekti. Manchester şehrinin iki büyüğünün neredeyse her sezon yaptıkları santrfor transferleri öncesi bir numaralı alternatif olarak liste başıydı. Hatta, İspanya'nın 'dev'leri de sırada beklemekteydi. O ise elinden geldiğince gol atmaya devam ediyordu. Ayakları yere daha sağlam basıyor, kariyerinin en verimli çağlarını yaşıyordu artık. Havadan, yerden goller atıyor, takımını en üst sıralara taşıyor ve Ada'nın köklü ve başarılı kulüpleri karşısında muazzam performanslar gösteriyor, kısacası herkesi kendisine hayran bırakıyordu. Gün geçtikçe ona biçilen değer katlanıyor, neredeyse üç rakamlı bonservis fiyatları konuşulmaya başlıyordu.

Harry Kane - 2011 / Leyton Orient
Söz konusu sezonda attığı 28 golün yanı sıra, ligde oynanılan 38 maçın tamamında ilk 11 başlayarak, işini ne kadar büyük bir ciddiyetle yaptığını gösterdi. Eriksen (8 gol, 14 asist) ve Lamela (11 gol, 10 asist) yine yardımcı rollerde muazzam performanslar gösterdiler. Bir de Delle Ali adında birkaç yıl sonra yine Kane gibi bonservisine üç rakamlı fiyatlar verileceği bir yıldız adayı daha vitrine çıktı. Öyle bir yıldız adayıydı ki, 19 yaşında ve ilk sezonunda 10 gol, 10 asist ile ne kadar kaliteli bir kumaş olduğunu gösterdi. Kısa zamanda yaptıklarıyla, İngiltere Milli Takımı'nın başarısızlığının temel noktası olan yıpratıcı ve bitirici santrfor eksikliği için Wayne Rooney'den sonraki baş muhatap, Kane'den başkası değildi şüphesiz.

... ve geçen seneye, yani 2016 - 2017 sezonuna da bakacak olursak. Şampiyonlar Ligi'nde grup aşamasında Leverkesen, Monaco ve CSKA Moskova'nın olduğu gruptan çıkamasalar da Premier Lig gibi güç dengelerinin inanılmaz olduğu bir ligi bu defa Chelsea'nin ardından ikinci sırada bitirdiler. Hem de dünyanın en iyi hocalarından biri olan Guardiola'nın City'sine 8 puan fark atarak. Kaldı ki City o sezon transferlere tam 215 milyon euro harcamıştı. Ek olarak aldığı 4 mağlubiyetle, ligin en az yenilen takımı oldular ve içsahada oynadıkları 19 maçın 17'sini galip kapatıp, hiç yenilmeden sadece 9 gol yediler. Attıkları toplam 86 golle, Ada'nın tüm büyük takımlarını sollayarak bu alanda da zirveye oturdular. Bu da yetmedi, sadece 26 gol yiyerek bu kategoride de birinci oldular. Harry Kane ise o sezon istatistiklerine 35 gol, 7 asist ekleyecek ve kariyerinin en verimli olduğu sezonu geride bırakacaktı. Adebayor ve Soldado'nun gidişi sonrası Leverkusen'den 30 milyona alınan Heung Min Son ise Kane'nin yanında Lamela'dan devraldığı ve yardımcı forvette oynadığı pozisyonda 21 gol, 7 asist ile yıldızlaşacaktı. Tottenham için 2016 - 2017 sezonu gerek takım, gerekse de bireysel olarak adeta destansı bir şekilde sona ermişti. Eriksen 12 gol - 23 asist, Delle Ali ise 22 gol - 9 asist ile Tottenham'ı artık kıskanılacak bir seviyeye ulaştırıp, zevkle takip edilen bir takım haline getirmişti. Tabii ki bu başarı da en büyük pay, böylesine muazzam bir kadro düzeneğini oluşturan, harmanlayan ve  bizlere izlettiren Pochettino'dan başkası değildi. Bu takım Zidane'ın dediği gibi "Kane'nin takımı" değil, Arjantinli teknik adamın takımıydı.

Bugün kalecisi Lloris'ten Alderweireld'e, Vertonghen'den Eric Deir'e ve Davinson Sanchez'e kadar geniş yelpazede toplamda 450 milyon euronun üzerinde değeri ile hem Ada'nın hem de dünya futbolunun önemli adreslerinden biri olan Tottenham, yıldızlarını hemen satmayarak takım başarısını uzun yıllar daha üst düzeyde sürdürmeyi düşünüyor. Gençler ve tecrübelilerin en güzel kaynaşmalarından birine şahit olduğumuz bu takımı her hafta izleyin derim. Liverpool'a 4, Real Madrid'e 3 attılar. Bu sezon Şampiyonlar Ligi'nde daha iddialılar. Takımın yaş ortalaması sadece 25. Harry Kane ise bu sezon şimdiden 14 maçta 13 gole ulaştı ve geçen seneki rakamlarını geçme noktasında bir hayli iddialı görünüyor.

Kane, hali hazırda 260 golü bulunan ve erişilemez bir seviyede görünen efsane golcü Alan Shearer'ın en golcü olduğu Premier Lig kategorisinde, aktif futbolcular arasında attığı 86 golle (40 içsaha - 46 deplasman), 38.sırada ama bu sayıya sadece 3,5 yıl gibi bir sürede ulaştığını düşünürsek, eğer kendisine gelen astronomik teklifleri kabul etmez ve 3-4 sezon daha Tottenham'da kariyerine devam ederse en golcüler sıralamasında adını ilk 10'a rahatlıkla yazdırabilir. Listede Rooney 202 golle ikinci, Defoe 159 golle yedinci, Aguero 129 golle onikinci ve Romelu Lukaku ise 92 golle otuzbirinci sırada yer alıyor.

Tottenham, bir dönem Klopp'un önderliğindeki Dortmund gibi göze hoş gelen modern bir futbol oynuyor. Birkaç sene önce Gareth Bale, Luka Modric, van der Vaart ve Jermain Defoe dörtlüsü ile küllerinden doğan Tottenham, bu oyuncuların birer birer ayrılması ile kısa süreli tökezleme yaşasa da şimdilerde izleyenleri kendisine hayran bırakıyor ve her sene biraz daha birinci torba takımına dönüşme evresini tamamlama yolunda emin adımlarla yoluna devam ediyor. Geçen sene Chelsea, bu sene ise Manchester City adeta uçtuğu için belki biraz arka planda kalsalar da şu bir gerçek ki, Tottenham takımı doğru hoca, doğru planlama ve doğru bir yapıyla Premier Lig'de Arsenal ve Liverpool'u adeta solladı.

Takımın yıldız golcüsü Harry Kane henüz 24 yaşında ve onun ve takımının daha birçok rekoru kıracak potansiyeli var. İstatistik anlamında belki de en olumsuz verisi ise dördüncü kez Premier Lig'de Ağustos ayını gördüğü halde, henüz bu ay içinde gol atamaması. Kane, ligde en çok golü Leicester (8) ve Westham Unıted'a (7) atarken, Londra derbisinde Arsenal filelerini de 6 kez havalandırmayı başardı. Premier Lig'de ayın futbolcusu ödülünü en fazla kazanan Steven Gerrard'ın (6) ardından ikinci sırada bulunan Kane (5) bu kategoride Van Persie ve Rooney ile ikinciliği paylaşıyor. Bugün Lewandowski, Suarez, Aguero gibi büyük isimlerle aynı anda ismi anılan Kane, şimdilik Tottenham'da mutlu. Son iki sezonun gol kralı olan ve takımı adına bu güne kadar 112 gol kaydeden Kane, Tottenham tarihinin en önemli iki golcüsü olan Jermain Defoe (143) ve Robbie Keane'i (122) yakın zamanda geçebilecek mi? Hep beraber göreceğiz.

GÜNCELLEME : Harry Kane, 2017 yılında toplamda attığı 56 golle, bir takvim yılında en fazla gol atan oyuncu oldu. Bu alanda Messi, Ronaldo, Lewandowski, Cavani gibi üst düzey golcüleri geride bıraktı. Ayrıca Kane, Premier Lig'de bir takvim yılında en fazla golü atan Shearer'ı da geçerek (39) bu kategoride de rekorun sahibi oldu.

1 Kasım 2017 Çarşamba

Nadal - Federer H2H / Toplam 38 maç

Tenis tarihinin en özel iki sporcusu olan Nadal ile Federer arasında oynanan 38 maçın son sayıları ile muazzam bir nostaljiye hazır mısınız?

Nadal 23 - 15 Federer (30.10.2017 tarihi itibariyle)

Nadal, ezeli rakibi Federer'e üç defa 5'er kez üst üste galibiyet alırken, ikilinin son 5 karşılaşmasında ise gülen taraf Federer oldu. Toprak zeminde 13-2 ile Nadal tarafından tek taraflı bir rekabet sağlanırken; çimde 2-1, sert zeminde de Federer'in 11-9'luk üstünlüğü rakamlara yansımış durumda.

Nadal, elde ettiği 23 galibiyetin 14 tanesini finalde (6'sı Grand Slam) kazanırken, Federer ise 15 galibiyetin 10'unu final maçlarında  (3'ü Grand Slam) elde etti. Grand Slam'lerdeki karşılaşmalarında Nadal'ın 9-3'lük üstünlüğü göz alıcı. ATP Finallerinde ise 4-1'le Federer önde. Sert zemin malum ikiye ayrılıyor. İndoor olarak bilinen üstü kapalı sert zeminlerde 6-1 Federer, outdoor olarak bilinen üstü açık sert zeminlerde ise 8-5'lik Nadal üstünlüğü bulunuyor.

Umarız 38 olan toplam maç sayıları, 40'ı geçer de bu büyük iki efsaneyi birkaç maç daha kortun iki yarısında beraber izleriz.


Avustralya Açık Nadal   3-1 Federer
Roland Garros   Nadal   5-0 Federer
Wimbledon       Federer 2-1 Nadal   

ATP Finals      Federer 4-1 Nadal

İndian Wells    Federer 2-1 Nadal
Miami Open      Nadal   2-2 Federer
Monte Carlo     Nadal   3-0 Federer
Madrid Open     Nadal   2-1 Federer
Roma Open       Nadal   2-0 Federer
Cincinnati      Nadal   1-0 Federer
Shanghai        Federer 1-0 Nadal

Hamburg         Nadal   1-1 Federer
Dubai           Nadal   1-0 Federer
Basel           Federer 1-0 Nadal



SON 1 AYDA EN ÇOK OKUNANLAR