27 Şubat 2015 Cuma

'Gururlan' Beşiktaş ve Türkiye...

Bu gurur hepimizin. Sadece Beşiktaş'ın değil tüm Türkiye'nin...

10 sene önce yine Olimpiyat Stadı'nda Şampiyonlar Ligi tarihinin en efsane, en unutulmaz 5 maçından birine sahne olan Milan - Liverpool maçında penaltılarla kupayı kaldıran İngiliz 'dev'i Liverpool kaderin cilvesi ile penaltılarla elendi. Hem de tarihlerinde ilk defa böyle bir durumla karşı karşıya geldi.

65 bin futbolseverin yerinden, milyonların ekran başından seyrettiği unutulmaz maçta Beşiktaş'ta tüm futbolcular ve Bilic üstüne düşen görevi eksiksiz şekilde yerine getirdi. 'Sabır' belki de bu maçın şifresiydi. Sabrettiler, yeri ve zamanını beklediler, sonunda nokta atışı yaptılar. Liverpool bir kez daha İstanbul'dan boynu bükük ayrıldı.


Kuralar ilk çekildiğinde yani Aralık ayında herkes, maçlar şimdi oynansa Beşiktaş favori ama 3 ay sonra Liverpool çıkışa geçecektir denildi. İlk maç Anfield Road'da 1-0 İngilizlerin üstünlüğü ile bitti. Derken spor yazarlarının birçoğu Beşiktaş'ın turu atlaması sürpriz dedi. Ülkemizde de oynayan eski Liverpool'lular Dirk Kuyt ve Ryan Babel biraz da duygusal olarak mutlak favori Liverpool diye açıklama yaptılar. Ama ne oldu? Liverpool, İstanbul'a sadece ve sadece 0-0'a geldi. Oyunu sürekli yavaşlattı. 1-0'dan sonra ise tek hedefleri maçı penaltılara götürmekti. Korkunun ecele faydası yoktu. Oldu mu? Tabii ki hayır.

Kim iyi oynadı? Kimler öne çıktı? sorularının asla net bir cevabı yok. Çünkü herkes çok iyi oynadı, yüreğiyle oynadı. Sahada basmadık yer bırakmadılar. Taraftarların tarihi showu karşısında Allah ne verdiyse terlerinin sonuna kadar mücadele ettiler. Özellikle 60.dakikadan sonra Beşiktaş oyunu tamamiyle tek taraflı yönetti. Açıkçası herkes normal performanslarının üzerine çıktı. Savaştılar ve kazandılar.


Maçı ve turu sonuna kadar hak etmiş bir Beşiktaş ve tribündeki onbinlerin verdikleri destek unutulmazdı. Tüyler yine diken dikendi. Bilic maçtan önce "Bir Türk gibi savaşacağız" dedi. Evet dediklerini yaptırdı ve tarihi zafere bizleri de tanıklık ettirdi.

Bu sezon Arsenal'i sersemleten, Tottenham karşısında 2 maçta da üstün oynayıp rakibinden 4 puan alan ve  Liverpool'u Olimpiyat Stadı'nın çimlerine gömen Beşiktaş, İngilizlere kabus gibi bir sezon yaşattı. Liverpool tam 19 maç sonra kaybetti. Penaltıların galibi olmak bir bakıma 'İlahi Adalet'in tecellisi idi.

Yazacak çok şey var ama gerisi kalsın. Coşkumuzu biraz da içimizde yaşayalım. Bu heyecan, bu coşku hiç bitmesin. Yeni zaferlere hazırlık yapalım. Güzel günler yakında.

Bugünlerde ülke olarak güzel birşeye ihtiyacımız vardı. Teşekkürler Beşiktaş...

Bu gurur hepimizin. Sadece Beşiktaş'ın değil tüm Türkiye'nin...



26 Şubat 2015 Perşembe

'Utanç Vesikası' : Brezilya 1-7 Almanya

2014 Dünya Kupası'nın en unutulmaz olayı şüphesiz evsahibi Brezilya'nın ilk 30 dakikasında 5 gol yediği maçta Almanlara 7-1 yenilmesiydi. 2 güçlü futbol ülkesinin karşılaştığı bu unutulmaz maçı resmen ağzımız açık şekilde izlemiş ve neredeyse 40 yılda bir eşine rastlayacağımız türden bir maça tanıklık etmiştik. Turnuvaya Fred, Julio Cesar ve Jo gibi basiretsiz isimleri çağırıp; Kaka, Ronaldinho, Filipe Luis, Miranda, Lucas Moura gibi isimleri dahil etmeyip risk alan Scolari'nin aldığı 'ah'lar belki de kariyerinin en acı mağlubiyetini almasında direkt etkili oldu.

O zamanki kadro ve teknik direktör Scolari'nin yaşadığı beyin sarsıntısı öyle kolay geçmedi. Aylarca o maç dillendirildi, masaya yatırıldı. Türlü şekillerde sosyal medyada resmedildi, dalgası geçildi. Aklıma 1994 Dünya Kupası'nda kendi kalesine gol attığı için taraftarlar tarafından öldürülen Andres Escobar geldi de, Allahtan Brezilyalılar buna benzer kötü bir girişimde bulunmadı. Brezilyalılar bu maç için Mineiraço yani "küçük felaket" deyimini kullandılar kullanmasına ama gerçekte bu başlı başına kocaman bir felaketti...


Yarı finaldeki 7-1'lik utanç vesikası; Dünya Kupalarının en golcü apoletli Brezilya'sının (221) artık bu ünvanı Almanlara (223) devretmesi sonucunu da beraberinde getirdi. Aynı zamanda Miroslav Klose attığı gol sonrası, Dünya Kupaları tarihinde Brezilyalı Ronaldo'yu geçerek 'en golcü' ünvanının da sahibi oldu ve Brezilyalıları başka bir alanda daha hayal kırıklığına uğrattı. Belki de bir devrin sonuydu bu maç. Artık dünyanın yeni 1 numarası Almanlardı ve bunu tüm Brezilyalılar da artık kabullenmiş gözüküyordu.

2002'de takımının başında Dünya Kupası'nı kazanan Luiz Felipe Scolari, "hayatımın en kötü günü" dediği 7-1'lik maçın bir hafta sonrasında yani 15 Temmuz 2014'te görevi bıraktı bırakmasına ama bu maç kadrodaki herkesin siciline, CV'sine silinmeyecek şekilde kazındı. Brezilya Milli Takımı artık ne zaman Almanya ile karşılaşacak olsa bu hatırlamak istemeyecekleri maç, yüzlerine tokat gibi vurulacak, anılar tekrar canlanacaktı. Bu utanç verici mağlubiyeti ancak belki Almanlar karşısında alınacak farklı bir skor biraz yumuşatabilir ama ona da Almanlar izin verir mi? İşte orası çok zor...

Evet, tarih kitapları bu maçı asla unutmayacak. Brezilyalıları futboldan soğutan, Brezilyalıları tabiri caizse yerin dibine iteleyen o efsane maçta Brezilya'nın 23 kişilik kadrosunu da arşivlerde saklamak adına fotoğrafları ile afişe etmek ise benim görevim olsa gerek :)


8 Mayıs 2014 tarihinde Brezilya aday kadrosu belli olduğunda yazdığım yazı... 

14 Temmuz 2014 tarihinde yazdığım 2014 Dünya Kupası değerlendirme yazısı...

24 Şubat 2015 Salı

Son Dakikaların Takımı : Espanyol

Espanyol de Barcelona...

Katalan temsilcisinin 24 haftası geride kalan La Liga'da oynadığı futbolu fazla izleyemedim ama maç ayrıntılarını takip ettim ve tam bir "90.dakika takımı" oldukları kanaatine vardım. Öyle ki, aşağıda yaptığım istatistiki çalışmada göreceksiniz ki, bu takım eğer sezon sonu ligde kalacaksa bunun baş sebebi; maçın sonlarını çok iyi oynamaları ve rakibin yorulmasını bekleyip enerjilerini sona saklamaları. Zira maçların sonunda yani 90.dakikada attıkları gollerle şu ana kadar 8 puan kazandılar. Sakın 8 puanı az görmeyin küme düşme hattında öyle bir etki ediyor ki...

24 hafta sonunda attıkları 31 golün 15'ini yani yarısını son 10 dakikaya sığdıran Katalan kulübü, şimdilik düşme hattının 7 puan üzerinde ama dediğim gibi sadece 90.dakikada attıkları gollerle aldıkları 8 puan onları bir hayli rahatlatmış durumda. Kalan 14 haftada daha iyisini yapmak zorundalar. Zira La Liga'da her an herşey olabilir.

İddaacı gözüyle olaya bakarsak;

Aslında Espanyol'un maçların özellikle son 10 dakikasındaki gol atma becerisinin iddaacıları da fazlasıyla etkilediğini düşünmekteyim. 90.dakikada atacağı gollerle 2,5 ALT oynayanları ya da TGS 2-3 oynayanları birçok kez yatırdığını aşağıdaki tablodan yine görebileceğiz. Ben şahsen iddaa oynasam Espanyol maçlarına oynamam ya da 2,5 ÜST ve KG VAR tercihlerinde bulunurum.

Mavi - beyazlıların oynadığı 24 maçın 15'i (% 63) 2,5 ÜST ve aynı zamanda KG VAR sonuçlanmış. Bu 15 maçın 6 tanesinin ÜST olması ise 90.dakikalara denk gelmiş. 2,5 ALT biten 9 maçının 7'si KG YOK sonuçlanmış. Sadece 2 tanesinde KG VAR. Ayrıca 24 maçın 4 tanesinde gol atamayan Espanyol'un kalan 20 maçın tamamında en az 1 gol atması da fena bir istatistik değil.

Ha bu arada son dakika gollerinin baş kahramanları takımın forvetleri Sergio Garcia ve Christian Stuani'ye de ayrı bir alkış. Garcia ve Stuani ligde attıkları toplam 9 golün, 5'er tanesini son 10 dakikaya sığdırdılar.

Lafı daha fazla uzatmadan Espanyol'un gol istatistiklerine hep beraber bir göz atalım...


            Getafe - Espanyol maçı. Arbilla'nın golüne dikkat...
                                     

17 Şubat 2015 Salı

FIFA Dünya Kupası Resmi Futbol 'Top'ları

1970'den günümüze FIFA Dünya Kupası resmi futbol topları... Bazı turnuvalarda toplar birbirini taklit etse de son yıllardaki büyük değişim ve yaratıcılık dikkat çekiyor. Her zamanki gibi üretici ve sponsor firma bir dünya markası Adidas...


2018 Dünya Kupası Rusya'da düzenlenecek. Rusya, aynı zamanda ilk kez bu büyük organizasyona evsahipliği yapacak. Rusya'da kullanılacak 'top'un tasarımını ise şimdiden merakla bekliyoruz...

En son turnuvadaki top olan 'Brazuca' ise adını ilk kez taraftarların seçtiği özel bir top olmuştu. Aynı zamanda Brazuca, Adidas'ın en çok test ettiği top olmuştu. 1 milyon kişinin oylarıyla belirlenen Brazuca'nın ('Brezilyalı' anlamına geliyor) nasıl yapıldığını aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz...


Peki sizin favoriniz hangisi?

2015 Şampiyonlar Ligi Finali 'top'u için :

http://serdarilefutbol.blogspot.com.tr/2014/12/2015-sampiyonlar-ligi-finali-topu.html

SON 1 AYDA EN ÇOK OKUNANLAR