30 Ocak 2017 Pazartesi

Federer Olmak

"Federer, yıllanmış bir şarap misali; içtikçe içesiniz, izledikçe izleyesiniz geliyor. Federer, sevgiliye okunan bir şiir misali, her okunduğunda sizi değişik dünyalara götürüyor, sizi sizden alıyor. Federer, bir tür bağımlılık durumu sanki; asla vazgeçemiyor ve daima kalitenin, en iyinin yanında olduğunuzu hissediyorsunuz. Peki Federer olmak nasıl bir duygudur acaba? Bunu, onu ilk gördüğümde mutlaka soracağım!"

.............................................................................................................


Bazen sadece iyi olmak yetmez. İşinizde iyi olduğunuz kadar, onu severek de yapmalısınız. Hatta bu noktada Konfüçyüs'ün "Sevdiğiniz işi yapın ve hayatınızın tek bir günü bile çalışmış olmazsınız" sözünü de hatırlayarak 'aşk ve tutku ile yapılmış işlerin bizleri sürekli başarıya, en ulaşılmaza götüreceği' gerçeğini de ezberlerimize ekleyelim. 

Roger Federer... İlhamını, tutku ve aşktan alan İsviçreli raket; tenis sporuna yüklediği derin anlamlar, kattığı evrensel dokunuşlar ve tarif edemeyeceğimiz güzellikte birçok argümanı ile sadece 21.yüzyılın değil, tarihin gelmiş geçmiş en iyi tenisçisi pozisyonunda. "Yedisinde neyse yetmişinde de odur" sözünün gerçek hayatta birebir yansımasıdır onun muazzam kariyeri. Dünyanın dört bir yanında bu derece sevilmesi, takdir edilmesi ve sürekli zirveye oynayan sağlam karakteri onu her daim finallerin, kupaların ve başarıların ortak paydasında buluşturdu. 


Başarılı iş = Tutku + Sevgi + Aşk

Bugün internetten iki üç dakikanızı almayacak şekilde Federer'in kazandığı başarıları okuyabilir ve kendisine kısa sürede mest olabilirsiniz. O ise 19 yıllık tenis kariyerinde bir an olsun az ile yetinmedi, her olumsuz durumda sabretti ve çok çalışıp, yukarıdaki 'başarılı iş' formülüne sonuna kadar bağlı kalıp engelleri bir bir aştı. 'Tarihin en iyisi' öyle bir çırpıda söylenen, kişiyle özdeşleştirilen basit bir elbise değil. Bilakis o elbisenin ağırlığı diğerlerine benzemez, taşıması da oldukça güçtür ve giyildiğinde de nesilden nesile aynı duyguları yansıtması gerekir. 2017 yılındaki Federer, ilk Grand Slam şampiyonluğunu aldığı 2003 yılındaki gibi ruhu genç ve işine büyük saygı duyuyor. İşine asla küsmüyor, sonuç ne olursa olsun hedefinden bir adım dahi olsa geri adım atmıyor ve içindeki o sonsuz kazanma dürtüsü ile daima en ulaşılmaza koşuyor. Tutku, aşk ve bağlılık işte böyle bir şey...

Tenisin 'ekselansları' ünvanını GOAT kişiliği ile özdeşleştiren Federer için hiçbir şeyin asla imkansız olmadığı gerçeğini daha dün Avustralya Açık finalinde ezeli rakibi Rafael Nadal karşısında kazandığı Grand Slam şampiyonluğundan net bir şekilde anladık. 3 farklı slamde en az 5 kez şampiyonluk elde eden tek tenisçi olarak da tarihe bir kez daha geçti Federer. 6 aylık sakatlığının ardından katıldığı ilk ciddi turnuvada çeyrek final dahi görmesi başarı sayılacakken, finale kadar yürüyüp, üç kez 5 setlik maçlar oynayıp, 'Top 10' kategorisindeki 4 ismi birden yenerek, kariyerinin 18. Grand Slam şampiyonluğunu kazanması ve buna 35,5 yaşında ulaşması, bu satırları yazan ve okuyanlar için takdir ötesi bir iştir. 5.sette 3-1 geriden gelip, 5-0'lık seri ile seti 6-3 kazanıp şampiyon olmanın anlamını bazen kelimeler ve rakamlar dahi doğru şekilde karşılayamaz, izah edemez.

Büyük bir kupa koleksiyoncusu olan Federer için bu saatten sonra "Artık yaşlandı, bırakmalı, daha Grand Slam kazanamaz" gibi söylemlerin son bulduğu da aşikar. Federer'in içinde yanan ateş (tutku), daha doğrusu gençlik iksiri, onu en zor yollardan hayata döndürdü ve kısa zamanda en ulaşılmaz hedeflere götürdü. Federer'in 18.Grand Slam şampiyonluğu için tam 4,5 sene beklediği ve o zaman dilimi içerisinde onu 3 kez bu yoldan döndüren kişi Djokovic'den başkası değildi. Bundan sonra da başta Djokovic olmak üzere, büyük bir savaşçı ve asla pes etmeyen kişiliği ile Nadal, daha güçlü dönmesi beklenen Murray ile rekabete sonuna kadar devam edecektir Roger.

'bel18ve' den 'bel19ve'lere gelen süreçte , neredeyse imkansızı başardı ve tenis tarihindeki adını daha kalın puntolarla yazdırdı.
Sürekli en iyisini istemek, eleştiriler karşısında yolunuzdan dönmemek, tutku ile içinizde büyüttüğünüz ve yaşattığınız gençlik iksiri ile hangi spor dalı olursa olsun başarı kaçınılmaz bir gerçektir. Aynen Michael Jordan, Muhammed Ali, Usain Bolt ve Michael Phelps'in daha önce bunu birçok kez yaptığı gibi. 

Paolo Maldini, Ryan Giggs, Francesco Totti, Andrea Pirlo, Frank Lampard, Gianluigi Buffon ve bu yazıyı okuyanlara da buradan selamlarımı yolluyorum...


2017 Avustralya Açık finali - Federer & Nadal

1 yorum:

SON 1 AYDA EN ÇOK OKUNANLAR