22 Aralık 2016 Perşembe

2016'nın En İyisi : Zidane

Başarılı futbolculuk döneminden sonra teknik direktörlük koltuğunda herkes aynı başarıyı tekrarlayamaz. Yakın dönemde Maradona başta olmak üzere Gheorghe Hagi, Van Basten, Zico (kısmen) gibi isimlerin bu kategorideki olumsuz geçmişlerini hepimiz biliyoruz. 

Bu konuda özellikle genç sayılacak jenerasyonun oldukça başarılı olduğunu görmekteyiz. Luis Enrique (46), Zinedine Zidane (44), Pep Guardiola (46), Diego Simeone (46) ve Antonie Conte (47) ilk akla gelen isimler. Gerçi Zidane harici hiçbiri futbolculuk kariyerlerinde büyük bir yıldız değillerdi.

Zinedine Zidane, 2015 - 2016 sezonunun devre arasında apar topar gönderilen Rafael Benitez'den bayrağı devraldığında kimse ondan bu kadar kısa zamanda büyük işler beklemiyordu. Daha önce 2 yıl boyunca Ancelotti'nin yardımcılığını yapan ve takımdaki futbolcularla kaynaşan, yeteneklerini bilen ve her şeyden öte futbolun dinamitlerine sonuna kadar hakim olan karakteri ile tüm zorlukların üstesinden gelmeyi başardı. Real Madrid'in başındaki ilk maçına 9 Ocak 2016'da Deportivo karşısında çıkan Zidane, 5 aylık teknik direktörlük macerasında La Liga'yı ezeli rakibi Barcelona'nın sadece 1 puan gerisinde ikinci sırada tamamladı ama onu 2016 yılının en başarılı 3 teknik adamından biri yapacak başarıyı ise Avrupa'nın kulüpler bazındaki en büyük kupasında elde etti; Şampiyonlar Ligi'nde...

Ligin ikinci yarısında Benitez'den görevi aldığında 20 La Liga maçı onu bekliyordu ve son 12'si üst üste olmakla beraber bu maçların 17'sini kazandı, sadece Atletico Madrid'e kaybetti, Barcelona'yı ise Nou Camp'ta dize getirmeyi başardı. Şampiyonlar Ligi'nde ise ikinci turda Roma'yı rahat geçti, çeyrek finalde ise kura şansının da yardımıyla Wolfsburg ile eşleşti. İlk maçta rakibinden ummadık bir tokat yese de (2-0), Bernabeu'da Cristiano Ronaldo'su ile (3-0) yarı finale uzandı. Bu defa rakip Manchester City oldu ve iki maç sonunda toplamda 1-0'lık skorla finalde Simeone'nin Atletico Madrid'i ile eşleşti. Madrid'in kırmızıları, çeyrek finalde Barcelona'yı, yarı finalde de Bayern Münih'i eleyerek bir anlamda Zidane'ın final yoluna kadar nispeten rahat gitmesini sağlamıştı. Final maçı beklenildiği gibi zor ve çetin geçerken maç uzatmalara ve sonrasında penaltılara kaldı. Zidane, sadece 5 ay sonunda Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu başarısı elde ederken Real Madrid bu kupayı 12. kez müzesine götürdü.

2016 - 2017 sezonuna başlarken UEFA Süper Kupa maçında Sevilla ile oynadılar. 90+ gollerin adamı Ramos yine aynı dakikada sahneye çıkıp maçı uzatmalara götürdü ve Carvajal bu defa 119'da attı ve Zidane'a ikinci kupasını kazandırdı. Aktif futbol yaşantısında devrinin uzun süre en iyi 10 numarası olan Zidane, rüya gibi bir kariyer başlangıcı yapmıştı ve artık tüm manşetleri süslüyordu. Zizu, geçen sezon yarım bıraktığı işi tamamlamak adına La Liga'ya beklentilerin üstünde bir giriş yaptı. Fransız teknik adam, lige iyi başlangıç yapmanın  şampiyonluk yolundaki en büyük işaretlerden biri olacağını çok iyi biliyordu. An itibariyle 16 haftası geride kalan ligde, Nou Camp'ta El Clasico ve Vicento Calderon'da Atletico derbisi oynamış olmasına rağmen namağlup bir şekilde Barcelona'nın 3 puan önünde ilk yarıyı tamamladı, hem de bir maçı eksik olmasına rağmen. Ayrıca bir maçının eksik olmasına sebep olacak FIFA Dünya Kulüpler Kupası'nı da koleksiyonuna eklemeyi başardı (bir takvim yılı içerisinde 3.kupa)

2016 - 2017 sezonunda toplamda oynadığı 25 maçta da yenilgi yüzü görmeyen bir takımın hocası Zinedine Zidane. Takımını çok iyi tanıyan, oyunu iyi okuyabilen, futbolculuk hünerlerini teknik adamlık koltuğunda da başarılı bir şekilde harmanlayan bir futbol dahisi kendisi. Leicester City'i sürpriz bir şekilde Premier Lig şampiyonu yapan Claudio Ranieri ve Portekiz'i Avrupa Şampiyonu yapan Fernando Santos ile beraber 2016 yılının en iyi 3 teknik adamından birisi olan Zidane, bu alanda "en iyi" ödülünü alır mı bilinmez ama benim oyum şahsen kendisine. Sonucu hep beraber bekleyip göreceğiz.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder