1 Kasım 2016 Salı

2009 - 2010 Transfers

2009 - 2010 sezonu Avrupa Futbolu için çok önemli başarıların / başarısızlıkların / hayal kırıklıklarının / zirvelerin yaşanmasına sebep olan fazlasıyla ses getiren transferlerin olduğu bir sezondu. Cristiano Ronaldo, 94 milyon euro bedelle tarihin en pahalı transferi apoleti ile aylarca konuşuldu. Real Madrid'in başı çektiği neredeyse sıfırdan takım yaratma sevdası, tüm Avrupa'nın güç dengelerini bozarak beraberinde büyük transferlerin de habercisi oldu. En basitinden, Real Madrid'in 2009 - 2010 sezonu başında sadece transferlere ödediği rakam 250 milyon euro civarındaydı. Toplamda 7 futbolcu için kulübünden bu kadar para çıkınca, bazı futbolcuları da göndermek zorundaydı ve Madrid, an başta Hollandalıları kapı dışına atarken, birçok kulübün de tarihini ve talihini değiştiriyordu. İnter'e gönderdiği Sneijder, sezon sonu kulübü ile Şampiyonlar Ligi'ni kazanırken en değerli 3 futbolcudan biri olurken, Robben de ilk sezonunda Bayern Münih ile Şampiyonlar Ligi finali oynuyordu. Real Madrid ise sezon sonunda ligde Barcelona'nın ardından ikinci, Şampiyonlar Ligi'nde ise daha ikinci turda Lyon'a takılıyordu. Cristiano Ronaldo, Kaka, Benzema, Xabi Alonso ve diğerleri ilk sezonlarında CV'lerine kocaman bir EKSİ yazdırıyorlardı. Ezeli rakibinin Ronaldo ve Kaka gibi üst düzey transferlerine İbrahimovic gibi sansasyonel bir starla cevap veren Barcelona, sezon sonunda Real Madrid'i 2 maçta da yenip lig şampiyonu olmasına rağmen, Şampiyonlar Ligi'nde Mourinho'nun otobüsüne takılıp, yarı finalde elenmişti.


















İnter, Mourinho yönetiminde nokta transferler yapıyordu. Sneijder ile birlikte Eto'o, Milito, Lucio, Pandev, Motta gibi tecrübeli isimlerle tarihinin belki de en iyi dönemini yaşıyordu. Ligde ve Avrupa'da alınmadık kupa bırakmıyorlardı. Falcao adındaki dünya yıldızı, Arjantin'den Porto'ya sadece 4 milyon euro'ya transfer olduğunda kimsenin fazla dikkatini çekmiyordu. Sonrası zaten malum, ödenen milyonların ve Falcao'nun geldiği noktanın haddi hesabı yok. Shevchenko 33 olunca ilk göz ağrısı Kiev'in yolunu tutarken, Tevez'de partneri Ronaldo ayrılınca, bir başka Manchester takımı olan City'e uçuyordu. Türkiye'ye gelseydi 'Mario Gomez etkisi'ni yapacağını düşündüğüm yıldızlardan olan Pizarro'da Sheva gibi, eski kulübü Bremen'e giderken, Lyon sessiz sedasız transferlerin 'ala'sını yaparak tüm dikkatleri üzerine çekiyordu. Lisandro Lopez, Bastos, Lovren, Cissokho ve Gomis ile nasıl da Real Madrid'i elediklerini daha iyi anlayabiliyoruz. 

Diego ve Felipe Melo için kasasından 50 milyon euro çıkan Juventus'un sezonu 7.sırada bitirmesi ise büyük hayal kırıklığı olacak ve Diego'yu sezon sonu, Melo'yu da 2 sene sonra takımdan satacaktı. Kaka gibi starını sattıktan sonra ele avuca gelir sadece Huntelaar'ı alabilen Milan, ondan da verim alamayacak ve sezon sonu onu Schalke'ye satacaktı. Alman panzeri Bayern Münih ise Ribery'nin yanına Robben'i de alarak dünyanın en etkili kanat oyuncuları bende mesajını verdiği sezonda, Stuttgart'ta harikalar yaratan Mario Gomez transferi ile büyük ses getirdi. Biri Arsenal mi dedi? Wenger amcamız, tüm bu Avrupa'daki transfer hareketliliğine karşı olgun tavrını bozmadan, elini cebine atma gereği duymamış ve eleştiriler sonrası zorla sadece Vermaelen'i alarak sezonu tamamlamıştır...

2009 - 2010 sezonun en önemli transferleri.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder