Kimden bahsettiğimi tabii ki hemen anladınız. Serena Williams. 34 yaşında olmasına rağmen hala 20 yaşındakilere taş çıkartacak kadar dev bir performansın sahibi. İlk Grand Slam şampiyonluğuna 1999 yılında ablası Venüs'e karşı Wimbledon'da kazanan Serena, 25 Grand Slam finalinden 21'ini kazanabilecek muazzam bir istatistiğe sahip. Boyuna göre (1,75 cm) fazla olan kilolarına rağmen (70 kg.) bunu sorun etmeyip, bu açığını tenisi domine etmesini sağlayacağı zengin argümanlarla kapatan yetenekli tenisçi sayısız rekorlar, başarılar, şampiyonluklar yaşadı. Ama bunlardan daha da önemlisi belki de dünya sıralamasında kendisine rakip olacak tüm üst düzey tenisçiler karşısındaki ezici üstünlüğü...
2015 YILI PERFORMANSI
2015 Serena Williams için muazzam başladı. Avustralya Açık, Roland Garros derken sıra tarihin en prestijli turnuvası olan Wimbledon'a gelmişti. Şüphesiz Serena için belki de kariyerinin en hak edilmiş, en görkemli ve en anlamlı şampiyonluğunu Londra'da alacaktı. Dördüncü turda kariyerinde kendisini en çok zorlayan ablası Venüs Williams'ı geçtikten sonra çeyrek finalde Victoria Azarenka'yı 2-1 ile eledi ve yarı finalde Maria Sharapova ile eşleşti. Rus tenisçiyi birçok kez yendiği gibi set vermeden geçti ve finalde son yılların yükselen değeri Garbine Muguruza ile karşılaştı. Şampiyon olmayı kafasına koyan Serena, iki set sonunda İspanyol raketi saf dışı bıraktı ve üst düzey dört tenisçiyi birden üstüste yenerek açık dönemde en yaşlı Grand Slam şampiyonluğunu kazanan kadın tenisçi olarak tarihe adını altın harflerle yazdırdı.
21 Grand Slam şampiyonluğu ile birçoklarına göre tarihin en iyisi olduğu kanaatine varılan Steffi Graf'ın 22 şampiyonluğunu egale etme zamanı gelmişti. Amerika Açık onun için büyük bir şanstı ve çok formdaydı. İlk üç turda kayda değer rakiplerle oynamayan Serena, dördüncü turda Madison Keys'i 6-3'lük setlerle geçince çeyrek finalde ablası ile eşleşti ve bir set vermesine rağmen final setini iyi oynayarak yarı finale kaldı. Şampiyonluk maçına sadece bir engel kalmıştı ve rakip Roberta Vinci idi. Rakibi karşısında ilk seti rahatlıkla almasına rağmen daha sonraki setlerde birer kez servisini kırdıran Williams, 6-4 ile ikinci ve üçüncü setleri kaybedince 'kariyer slam' yapma şansını da tepmiş oldu. 2015'teki ilk 3 Grand Slam'i kazanması, rakiplerine kortları dar etmesi, bir canavar edasıyla durdurulması çok zor bir makinaya dönüşerek geldiği Amerika'da sezonu 'Serena Slam' (4 Grand Slam'i tek bir sezonda kazanma) ile bitirme hayaline erişemeyen Serena, turnuva sonrası sezonun kalan 3 ayında (Ekim, Kasım, Aralık) içinde Çin Açık ve WTA Finalleri gibi üst düzey organizasyonlara katılmama kararı aldı ve zaten açık ara yer aldığı birincilik koltuğunda dinlenerek 2016'da kortlara döneceğini belirtti.
SERENA WİLLİAMS - MARİA SHARAPOVA REKABETİ (!)
Rakiplerinin kalan dönemde Serena'nın olmadığı turnuvalarda rahat olacakları kesin. Öyle ki, tenisin yaşayan efsanesi 34'lük Serena'nın sıralamadaki rakiplerinden üstün olmadığı tek bir tenisçi dahi yok. Ezici ve bir o kadar acımasız serilerinden en muzdarip tenisçi ise güzelliğini, herkesin beğendiği fiziği ile birleştiren ve Serena ile en çok karşılaşan üç tenisçiden biri olan Rus tenisçi Maria Sharapova. Uzun süre Serena'nın ardında dünya iki numarası olarak kalan ve toplamda 5 Grand Slam şampiyonluğu bulunan Sharapova, Serena Williams ile çıktığı 20 mücadelede sadece 2 galibiyet elde edebildi. İşin Maria için daha da kötü olan tarafı ise bu iki galibiyeti 2004 yılında yani 17 yaşındayden alması. Rekabetin özeti; Serena Williams tam 17 maçtır Masha'yı yeniyor ve toplamda 18-2 gibi eşi görülmemiş bir üstünlüğü var. Sharapova'nın, kaybettiği 18 maçta rakibinden sadece 3 kez set kazanabilmesi dahi onun ne denli çaresiz kaldığının özeti gibi. Tenis tarihinde sıralamada bu kadar birbirlerine yakın olan tenisçilerin birbirleriyle karşılaştıkları maçlarda bu denli bir üstünlüğü hiç olmadı desek yeridir. Diğer yandan Sharapova'nın bugün sadece 5 Grand Slam şampiyonluğu varsa ve bu sayının daha fazla olmamasının tek sebebi yine Serena'dır. Williams ayrıca Grand Slam finallerinde Masha'ya karşı 4-1'lik üstünlük sağladı.
Serena - Sharapova rekabeti (!) sonrası Amerikalı tenisçinin hazır 2015 yılını şimdiden bitirmesi münasebetiyle diğer üst düzey tenisçiler ile olan rekabetlerini de incelediğimizde karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor :
Tablo sonrası sanırım hepinizin ağzı açık kaldı.
Serena'yı rakipleri karşısında bu kadar başarılı yapan ilk husus, üstün fizik
gücü. Rakiplerine nazaran mental gücünü ve dayanıklılığını yeteneği ile
birleştirip, onlara "Ne yapsam da yenemeyeceğim" mesajını vermeye
zorluyor. Sonrası zaten çorap söküğü gibi geliyor ve rakibinin düşen gardı
sonrası bitirici forehand ve voleleri ile maçı kopartıyor. Belki fizik gücü ile
kazanan tenisçi olması ile bazı kesimlere göre itici gelebiliyor ama sonuç
odaklı yaklaşımda çoğunlukla kazanan hep o oluyor.
İnanılmaz servis atıyor ve ilerlemiş yaşına rağmen oyundan kolay kolay kopmuyor. Maçlardaki konsantrasyonunu kendi deyimiyle içinden şarkı söyleyerek sağlıyor. Maç içerisinde kendi kendine bir nevi serenat yapan Williams, şarkı söylemeyi kestiği zaman maç içerisinde kırılma anları yaşadığını belirtiyor. Hep daha iyisi için çalışıyor, kondisyonunu korumak için ekstra olarak boks, bisiklet gibi alternatif sporlarla uğraşıyor. İşini profesyonelce yapıyor, herkes gibi kaybetmeyi hiç sevmiyor ve bir nevi erkek tenisinin gelmiş geçmiş en iyisi Roger Federer gibi üst düzey performansına devam ediyor. Tarihin en çok Grand Slam kazanan bayan tenisçisi olmaması için ise hiçbir sebep yok.
Şimdilerde tenisi ara vermesiyle beraber özellikle sosyal medyada ve İnstagram üzerinden birçok paylaşım yapıyor. Ne diyelim; dinlenecek, güç toplayacak ve 2016'da yine durdurulamayacak, kortlarda serena't yapmaya devam edecek...