26 Ocak 2016 Salı

Büyük Dram : Milan - Ajax / 2003


Bazı takımlar vardır, uzun yıllar beraber oynarlar, efsane olurlar. Bazıları da vardır ki, herkesin gıpta ile baktığı ve geleceğin takımı diye lanse ettikleri bir anda, yavaş yavaş serpilir ve dağılır. Efsane olamadan, büyük başarılara imza atılamadan tarih sahnesinden çekilir ve bir daha asla o başarıya ulaşamaz. Kimden mi bahsediyorum? 2002 - 2003 sezonu Ajax takımından.

Önünüzden film şeridi gibi geçecek bir kadro. 27 futbolcunun en az yarısı büyük takımlara göçtü gitti. Ajax, bu yüzden boşuna Ajax olmadı. Ajax bu yüzden dünya futboluna yön veren altyapı sistemiyle çığır açtı ve birçok kulübe ilham verdi. Kendisi Avrupa'da başarılı olamadı (2000'li yıllarda) ama Avrupa'da takımlarında birçok kupa kaldıran futbolcuları yetiştirdi ve dünya futboluna armağan etti.

2002 - 2003 sezonunda Ajax, o zamanlar Şampiyonlar Ligi formatının farklı olması sebebiyle İnter, Lyon ve Rosenborg'un yer aldığı ilk grubu averajla ikinci sırada bitirerek diğer gruplara kaldı. Bu defa grup daha da güçlendi ve karşılarına Valencia, Arsenal ve Roma geldi. Grubundaki üç takımın kadro güçlerinin Ajax'tan birkaç gömlek üstün olmasına rağmen genç Ajax; grubu namağlup (5 beraberlik, 1 galibiyet) bitirerek, Şampiyonlar Ligi'nde son sekize kapak atmayı başardı.

Çeyrek finalde, o sezon bu kupayı kazanacak olan Ancelotti'nin efsane Milan'ı ile eşleşen Ronald Koeman'ın Ajax'ı ilk maçta Amsterdam'da gol atamayınca (0-0) avantajı rakibine kaptırmıştı. San Siro'daki rövanş öncesi Ajax için aslında güzel gelişmeler vardı. Gattuso cezalı, Pirlo ve Seedorf ise sakattı. Gerçi Van der Vaart'ın sakatlığı da Koeman için büyük bir sorundu. Ajax 21,8 yaş ortalaması ile maça çıkarken, Milan'da bu rakam 28,7 idi. 76 bin seyirci önünde oynanacak maçın hakemi efsane hakemlerden İspanyol Mejuto Gonzalez. Daha dk.18'de Chivu'yu resmen biçen Ambrosini, tamamen "evsahibi ve koskoca Milan canım, hemen olmaz" kontenjanından kırmızı kart yerine sarı kart ile geçiştirildi ve maçta ilk kırılma anı yaşandı. Brocchi'nin ceza yayı üzerinden vurduğu şutta savunmaya çarpan topta kontrpiyede kalan Lobont'un son anda muazzam bir refleksle çıkardığı top ise her zaman bende "en iyi kaleci kurtarışları"ndan biri oldu. 30'da sağ kanatta topu getiren Shevchenko'nun ortasında Lobont'un hatasını iyi değerlendiren İnzaghi ile soyunma odasına 1-0 ile giren Milan karşısında, ikinci yarıda Litmanen ile beraberliği yakaladı Ajax. Bu skor yarı final demekti Hollandalılar için. Ama Ancelotti'nin elindeki yıldızlar topluluğunun da durmaya niyeti yoktu. Bu defa İnzaghi soldan getirdi, Sheva ile 2-1'i yakaladı Milan. Koeman'ın genç öğrencileri artık kritik dakikalara girildiğinde topyekün risk almak zorundaydı. Belki de bu yüzden üçüncü golü kalelerinde görüp maça ve tura havlu atacaklardı ama buna mecburdular. Dakikalar 78'i gösterdiğinde takımın asist kralı Van der Meyde'nin ortasına Zlatan İbrahimovic öyle bir kafa 'asist'i yaptı ki takımın 10 numarası olan 20 yaşındaki Pienaar'ın karşısında 37'lik Costacurta kalınca, Güney Afrika'lı bunu çok iyi değerlendirdi, düştü kalktı ve topu Dida'nın bakışları içerisinde filelere yolladı, 2-2. Artık dakikalar Ajax lehine geçecekken, Ancelotti iki savunmacı Kaladze ve Simic'i çıkartıp Rivaldo ve Tomasson'u oyuna dahil etti. Koeman ise golü atan Pienaar'ı kulübeye çekip 18'lik Nigel de Jong'u direnç gösterme anlamında ortasahaya aldı. 82'de Shevchenko'nun karşı karşıya kaldığı pozisyonda Lobont'un bir kez daha kalesinde devleşmesi Ajax'ın umutlarını iyice artırdı. 90 dakika sona ermiş ve uzatmalar oynanıyor artık. Milan sahasından hızla çıkıyor. Soldan kaptan Maldini'nin doldur - boşalt ortasına Ambrosini kafa ile ceza alanına havalandırıyor. İnzaghi ilk golde olduğu yine boşta (bu durum biraz da onun yeteneği) ve kaleci Lobont'un üzerinden aşırtma vuruş yolluyor, tam da filelere doğru. Danimarka'lı Tomasson ise işi garantiye almak adına topa çizgide dokunuyor ve gol oluyor. Gol Tomasson'a yazılıyor ama İnzaghi fişi çeken adamdır. Ajax yıkılmıştır artık. Koeman'ın golden sonra "hemen kalkın ve komple takım olarak rakip kaleye gidin" dercesine yaptığı el işaretinin icraata dönüşmesi için artık zaman da kalmayacak ve Şampiyonlar Ligi tarihinin en dramatik maçlarından biri sonucunda Ajax, son dakika golü ile yarı final kapısından dönecekti. Elendiği Milan ise bu dram'dan çıkıp yarı finalde İnter (0-0 ve 1-1) ve finalde Juventus (0-0) karşısında oynadığı 3 maçın 90 dakikasında rakiplerini yenemeyerek Şampiyonlar Ligi şampiyonu (penaltılarla) olacaktı.

İşte futbolun garipliği de burada değil mi zaten. O zamanki Ajax, 2003 senesinden itibaren yaprak dökümü gibi ayrılmasa, o kadro en azından 3 sene daha beraber oynasalardı, eminiz ki Avrupa'da daha büyük başarılara imza atacak, en azından sürekli çeyrek finallerin, yarı finallerin müdavimi olacaktı.

Milan - Ajax : 3-2 maçın özet görüntüleri yazının en sonunda...
Zlatan'ın arkasında Maldini - Pirlo - Rui Costa ve Seedorf
18'lik Wesley Sneijder
Zlatan - Chivu - Maxwell
Büyük oyuncular...
Sneijder - De Jong 



Milan - Ajax 3-2 / 2003

Milan - Ajax Şampiyonlar Ligi çeyrek finali rövanş maçı oynandığı gün, bir başka efsane maç daha oynanmıştı : Manchester Unıted - Real Madrid. Tekrar hatırlamak isteyenler için maç anlatımı, videosu, fotoğrafları... http://bit.ly/1ZLtVdb

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder