4 Eylül 2015 Cuma

Mario Gomez - Van Persie / Euro 2012

Çok değil sizleri 3 yıl öncesine götürmek istiyorum, Euro 2012'ye...

Bizim ülke olarak Euro 2008'deki yarı finalimizden sonra hiçbir büyük turnuvaya katılamadığımızı biliyorsunuz. Euro 2012'de bunlardan birisiydi. Yine 4'erli 4 grup vardı şampiyonada. Turnuvanın ağır abisi ve favorilerinden Almanya'nın grubu oldukça güçlüydü. Hollanda, Portekiz ve Danimarka. Hepsi de kağıt üstünde güçlü sayılırdı. Biraz Danimarka sırıtıyor gibiydi ama böylesine üst düzey bir turnuvada kimin ne zaman ne yapacağının belli olmayacağı gerçeğini biz zaten Euro 2008'de Çek Cumhuriyeti ve Hırvatistan karşısında tüm dünyaya göstermiştik.

Almanlar, Cristiano Ronaldo tehditine rağmen Hollanda ile beraber grubun favori iki takımıydı. Grubun ilk maçında Danimarka ile oynayan Almanlar, Lukas Podolski ve Lars Bender'in golleriyle rakibini zor da olsa 2-1 yenerek turnuvaya başlamıştı. Portakallar ise ilk maçtan hayal kırıklığı yaratıyor ve Ronaldo'yu durduramayınca sahadan 2-1'lik yenilgiyle ayrılıyordu. Benim sizlerle asıl paylaşacağım konu ve maç ise grup ikinci maçı. Almanya ile Hollanda grubun kritik maçı için sahnedeydiler. Bert van Marwijk önderliğindeki Portakallar için tamam mı devam mı niteliğinde bir maç oynanacaktı. Almanlar ise beraberliğe asla hayır demezdi.


Joachim Löw, takımına o kadar güveniyordu ki, neredeyse 4 forvetle sahadaydı. Şüphesiz bu taktik düzeninde Hollanda'nın rakibinden korkmaması imkansızdı. Forvette şimdilerin Beşiktaşlısı, o zamanın Bayern Münih'lisi Mario Gomez ve Köln'den Arsenal'e transferi gündemde olan, şimdilerin G.Saray'lısı Lukas Podolski var. Hemen arkalarında kanatlarda Mesut Özil ve Thomas Müller. Orta alanda merkezde ise Sami Khedira ve Bastian Schweinsteiger var. Hollandalıların da böylesine tehlikeli bir rakibine karşı son kozunu oynaması münasebetiyle onlar da 4-2-4 ya da bir nevi 4-2-3-1 düzeni ile sahaya çıktı. İleri uçta o zamanlarda Arsenal'den ayrılması gündemde olan, şimdilerin F.Bahçelisi Robin van Persie, hemen arkasında o zamanın İnter'lisi, şimdilerin G.Saray'lısı Wesley Sneijder, Arjen Robben ve İbrahim Afellay. Orta merkezde ise Mark van Bommel ve de Jong ikilisi var. Hatta 83'te oyuna eski F.Bahçeli Dirk Kuyt'ta dahil oldu. İki takımın da kadroları, hücum güçleri muazzam yeteneklerle doluydu.

Şimdilerde Ada'da M.Unıted forması giyen Schweinsteiger'in 2 usta işi asist yaptığı maçta Mario Gomez rakip fileleri ilk yarıda iki kez havalandırınca, Portakallar için artık yolun sonu oldukça yakın olmuştu. Gomez'in özellikle ilk golde topu alışı, dönüşü ve vuruşu birinci sınıf santrfor işiydi. İkinci yarıda skoru korumaya çalışan bir Almanlar ve erken gol ile umutlanmak isteyen ve saldıran bir Hollanda vardı sahada. Nitekim bu saldırı 73'te cevap verecek ve van Persie kendisine has oldukça usta işi bir gol atacaktı. Fakat kalan dakikalarda sonuç değişmeyecek, Hollanda daha ilk grup aşamasında Avrupa Şampiyonası'na veda edecek, Almanlar ise yarı finalde belalıları İtalya'ya hem de Balotelli'nin iki golü ile boyun eğecekti. Fakat Almanlar bir sonraki üst düzey turnuvada, Brezilya'daki 2014 Dünya Kupası'nda hem de Messi'li Arjantin'i mağlup edecek ve kupa özlemini giderecekti.

.................................

Ülkemize ilk transfer olduklarında Mario Gomez mi Robin van Persie mi? soruları çok soruluyordu. Zaman geçtikçe yine sorulmaya devam edecek. Belki sorunun cevabında asla genel bir uzlaşı olmayacak ama biz yeter ki onları küstürmeyelim ve onların etinden sütünden sonuna kadar faydalanalım. Çünkü onlar gibisi yakın zamanda bir daha gelmeyebilir...

                                           İşte Gomez'li, Van Persie'li o maçın golleri....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder