11 yaşında altyapısında başladığı Tottenham serüveninde Leyton Orient, Milwall, Norwich ve Leicester'de kiralık olarak forma giyen ve nihayet 2013 - 2014 sezonu ile beraber Tottenham'a, yuvasına dönen Harry Kane, 20 yaşına kadar Championship ve League One takımlarında 60'ın üzerinde maça çıkmış ve olgunlaşmıştı. Kabuğuna sığamayacak kıvama geldiğinde, bu defa da önünde Roberto Soldado, Jermain Defoe, Emmanuel Adebayor gibi üst düzey santrforlar ve yine kendisinden bir yaş büyük olan, bonservisine 30 milyon sayılan Erik Lamela vardı. İster istemez, kadroda fazla şans bulamasa da, dönemin teknik adamı Villas Boas tarafından sekizi ilk 11 olmak üzere toplamda 19 maça çıktı ve 4 gol attı. Takımın en golcü oyuncusunun 14 gollü Adebayor olduğunu düşündüğümüzde, oynadığı maç sayısına göre verimliliği fena sayılmazdı.
Bir yıllık geçiş döneminden sonra, starlığa terfi edeceği 2014 - 2015 yılında ise, bir önceki sezon takımı altıncı yapan Boas ile yollar ayrılmış ve sonrasında takımın efsane teknik adamlarından birisi olacak Mauricio Pochettino ile anlaşılmış ve Arjantinli teknik adam ile Kane, 'çok büyük' oynamaya başlamıştı. Bir önceki senenin hücum hattındaki dört ismi de takımdaydı ama Pochettino, 29 ve 30 yaşındaki Soldado ve Adebayor'u daha çok ikinci yarılarda kullanıp, gençlerin önünü açmak için 21 ve 22 yaşındaki Kane ve Lamela'yı önceliğine almıştı. Sezon sonunda, takımın en ileri ucunda oynayan Harry Kane 51 maçta 31 gol, ofansif ortasahanın sağ kanadında görev alan Erik Lamela ise 5 gol, 7 asist kaydedecekti. Kane için en büyük şanslardan biri de; ilk yılındaki acemiliği atlatıp, Premier Lig'in en iyi ofansif oyuncularından biri haline gelen Christian Eriksen olacaktı.
2015 - 2016 yılında bu defa 28 gol atacak, Ada'nın büyük kulüplerinin de dikkatini çekecekti. Manchester şehrinin iki büyüğünün neredeyse her sezon yaptıkları santrfor transferleri öncesi bir numaralı alternatif olarak liste başıydı. Hatta, İspanya'nın 'dev'leri de sırada beklemekteydi. O ise elinden geldiğince gol atmaya devam ediyordu. Ayakları yere daha sağlam basıyor, kariyerinin en verimli çağlarını yaşıyordu artık. Havadan, yerden goller atıyor, takımını en üst sıralara taşıyor ve Ada'nın köklü ve başarılı kulüpleri karşısında muazzam performanslar gösteriyor, kısacası herkesi kendisine hayran bırakıyordu. Gün geçtikçe ona biçilen değer katlanıyor, neredeyse üç rakamlı bonservis fiyatları konuşulmaya başlıyordu.
|
Harry Kane - 2011 / Leyton Orient |
Söz konusu sezonda attığı 28 golün yanı sıra, ligde oynanılan 38 maçın tamamında ilk 11 başlayarak, işini ne kadar büyük bir ciddiyetle yaptığını gösterdi. Eriksen (8 gol, 14 asist) ve Lamela (11 gol, 10 asist) yine yardımcı rollerde muazzam performanslar gösterdiler. Bir de Delle Ali adında birkaç yıl sonra yine Kane gibi bonservisine üç rakamlı fiyatlar verileceği bir yıldız adayı daha vitrine çıktı. Öyle bir yıldız adayıydı ki, 19 yaşında ve ilk sezonunda 10 gol, 10 asist ile ne kadar kaliteli bir kumaş olduğunu gösterdi. Kısa zamanda yaptıklarıyla, İngiltere Milli Takımı'nın başarısızlığının temel noktası olan yıpratıcı ve bitirici santrfor eksikliği için Wayne Rooney'den sonraki baş muhatap, Kane'den başkası değildi şüphesiz.
... ve geçen seneye, yani 2016 - 2017 sezonuna da bakacak olursak. Şampiyonlar Ligi'nde grup aşamasında Leverkesen, Monaco ve CSKA Moskova'nın olduğu gruptan çıkamasalar da Premier Lig gibi güç dengelerinin inanılmaz olduğu bir ligi bu defa Chelsea'nin ardından ikinci sırada bitirdiler. Hem de dünyanın en iyi hocalarından biri olan Guardiola'nın City'sine 8 puan fark atarak. Kaldı ki City o sezon transferlere tam 215 milyon euro harcamıştı. Ek olarak aldığı 4 mağlubiyetle, ligin en az yenilen takımı oldular ve içsahada oynadıkları 19 maçın 17'sini galip kapatıp, hiç yenilmeden sadece 9 gol yediler. Attıkları toplam 86 golle, Ada'nın tüm büyük takımlarını sollayarak bu alanda da zirveye oturdular. Bu da yetmedi, sadece 26 gol yiyerek bu kategoride de birinci oldular. Harry Kane ise o sezon istatistiklerine 35 gol, 7 asist ekleyecek ve kariyerinin en verimli olduğu sezonu geride bırakacaktı. Adebayor ve Soldado'nun gidişi sonrası Leverkusen'den 30 milyona alınan Heung Min Son ise Kane'nin yanında Lamela'dan devraldığı ve yardımcı forvette oynadığı pozisyonda 21 gol, 7 asist ile yıldızlaşacaktı. Tottenham için 2016 - 2017 sezonu gerek takım, gerekse de bireysel olarak adeta destansı bir şekilde sona ermişti. Eriksen 12 gol - 23 asist, Delle Ali ise 22 gol - 9 asist ile Tottenham'ı artık kıskanılacak bir seviyeye ulaştırıp, zevkle takip edilen bir takım haline getirmişti. Tabii ki bu başarı da en büyük pay, böylesine muazzam bir kadro düzeneğini oluşturan, harmanlayan ve bizlere izlettiren Pochettino'dan başkası değildi. Bu takım Zidane'ın dediği gibi "Kane'nin takımı" değil, Arjantinli teknik adamın takımıydı.
Bugün kalecisi Lloris'ten Alderweireld'e, Vertonghen'den Eric Deir'e ve Davinson Sanchez'e kadar geniş yelpazede toplamda 450 milyon euronun üzerinde değeri ile hem Ada'nın hem de dünya futbolunun önemli adreslerinden biri olan Tottenham, yıldızlarını hemen satmayarak takım başarısını uzun yıllar daha üst düzeyde sürdürmeyi düşünüyor. Gençler ve tecrübelilerin en güzel kaynaşmalarından birine şahit olduğumuz bu takımı her hafta izleyin derim. Liverpool'a 4, Real Madrid'e 3 attılar. Bu sezon Şampiyonlar Ligi'nde daha iddialılar. Takımın yaş ortalaması sadece 25. Harry Kane ise bu sezon şimdiden 14 maçta 13 gole ulaştı ve geçen seneki rakamlarını geçme noktasında bir hayli iddialı görünüyor.
Kane, hali hazırda 260 golü bulunan ve erişilemez bir seviyede görünen efsane golcü Alan Shearer'ın en golcü olduğu Premier Lig kategorisinde, aktif futbolcular arasında attığı 86 golle (40 içsaha - 46 deplasman), 38.sırada ama bu sayıya sadece 3,5 yıl gibi bir sürede ulaştığını düşünürsek, eğer kendisine gelen astronomik teklifleri kabul etmez ve 3-4 sezon daha Tottenham'da kariyerine devam ederse en golcüler sıralamasında adını ilk 10'a rahatlıkla yazdırabilir. Listede Rooney 202 golle ikinci, Defoe 159 golle yedinci, Aguero 129 golle onikinci ve Romelu Lukaku ise 92 golle otuzbirinci sırada yer alıyor.
Tottenham, bir dönem Klopp'un önderliğindeki Dortmund gibi göze hoş gelen modern bir futbol oynuyor. Birkaç sene önce Gareth Bale, Luka Modric, van der Vaart ve Jermain Defoe dörtlüsü ile küllerinden doğan Tottenham, bu oyuncuların birer birer ayrılması ile kısa süreli tökezleme yaşasa da şimdilerde izleyenleri kendisine hayran bırakıyor ve her sene biraz daha birinci torba takımına dönüşme evresini tamamlama yolunda emin adımlarla yoluna devam ediyor. Geçen sene Chelsea, bu sene ise Manchester City adeta uçtuğu için belki biraz arka planda kalsalar da şu bir gerçek ki, Tottenham takımı doğru hoca, doğru planlama ve doğru bir yapıyla Premier Lig'de Arsenal ve Liverpool'u adeta solladı.
Takımın yıldız golcüsü Harry Kane henüz 24 yaşında ve onun ve takımının daha birçok rekoru kıracak potansiyeli var. İstatistik anlamında belki de en olumsuz verisi ise dördüncü kez Premier Lig'de Ağustos ayını gördüğü halde, henüz bu ay içinde gol atamaması. Kane, ligde en çok golü Leicester (8) ve Westham Unıted'a (7) atarken, Londra derbisinde Arsenal filelerini de 6 kez havalandırmayı başardı. Premier Lig'de ayın futbolcusu ödülünü en fazla kazanan Steven Gerrard'ın (6) ardından ikinci sırada bulunan Kane (5) bu kategoride Van Persie ve Rooney ile ikinciliği paylaşıyor. Bugün Lewandowski, Suarez, Aguero gibi büyük isimlerle aynı anda ismi anılan Kane, şimdilik Tottenham'da mutlu. Son iki sezonun gol kralı olan ve takımı adına bu güne kadar 112 gol kaydeden Kane, Tottenham tarihinin en önemli iki golcüsü olan Jermain Defoe (143) ve Robbie Keane'i (122) yakın zamanda geçebilecek mi? Hep beraber göreceğiz.
GÜNCELLEME : Harry Kane, 2017 yılında toplamda attığı 56 golle, bir takvim yılında en fazla gol atan oyuncu oldu. Bu alanda Messi, Ronaldo, Lewandowski, Cavani gibi üst düzey golcüleri geride bıraktı. Ayrıca Kane, Premier Lig'de bir takvim yılında en fazla golü atan Shearer'ı da geçerek (39) bu kategoride de rekorun sahibi oldu.