"Hiçbir başarı tesadüf değildir" sözüne ne kadar inanırsınız bilmem ama bu derin cümle, adeta Şampiyonlar Ligi'ndeki lokomotif takımlar için söylenmiş bir söz dizisi. Zira, son 6-7 yılı baz aldığımızda kulüp nezdinde dünyada 3 büyük takımın, diğer takımlara bariz bir fark attığına tanık oluyoruz. Bayern Münih, Real Madrid ve Barcelona çizgilerinden ödün vermeden ilerleyerek dünyanın 3 süper gücü, 3 kıdemli generali oldular...
2000'li yıllardan günümüze olan 15 yıllık periyodu incelediğimizde; bir basketbol tabiri olan Final Four yani diğer adıyla "Son 4'e (yarı final)" kalan takımlardaki yoğunlaşmaya baktığımızda gördüğümüz gerçek "Hiçbir başarı tesadüf değildir" sözünü resmen onaylatıyor...
Basit bir hesapla 15 yıl demek, yarı finalde toplam 60 takım demek. Peki bu 60 takımın dağılımına bakarsak; 23 tanesinde bu 3 takımın adını görüyoruz. 23/60 yani % 38 gibi büyük bir oran. Listede Manchester Unıted, Milan, Arsenal, İnter, Liverpool, Chelsea ve birer kez yarı final gören 11 farklı takımın olduğunu düşünürsek % 38 oran sadece 3 takım için muazzam bir istatistik olarak gözümüze çarpıyor. Kaldı ki 15 yıllık filtreyi son 6 yıla indirgersek; toplamda 24 yarı finalistin 15'inde yine bu 3 takımın adını görüyoruz ki, bu da % 63 gibi korkunç bir istatistik olarak başarının asla tesadüf olmadığının orjinal bir vesikası olarak karşımıza çıkıyor. Son 4 sezonun 3'ünde ise bu 3 takım aynı anda yarı finallere kaldı...
Peki bu 3 takımı diğerlerinden ayıran en büyük farklar ya da farklılıklar neler? Sadece dünyanın en zengin 5 kulübünden biri olmaları mı? Futbolun 'tarihini' ve 'tarifini' değiştiren 4'lüden (Biri İbrahimovic) 3'üne sahip olmaları mı? Kusursuz şekilde yönetiliş biçimleri mi? Altyapıya önem vermeleri mi? Ya da ....???
Sonuç ne olursa olsun bu 3 buldozer son yıllarda Avrupa'nın altını üstüne getirdi, alınmadık kupa bırakmadı ve Messi, Ronaldo ve Robben önderliğinde önümüzdeki birkaç sezon daha sanki bu sonuç değişmeyecek gibi görünüyor.
2015 yarı finalleri yine nefesleri kesecek. Berlin'e gidilecek 2 biletin bedeli bir hayli ağır. Barcelona, rahmetli Villanova ile 2 sezon öncesindeki 7-0'lık yarı final hezimetinin intikamı için sahada olacak. Guardiola, bu defa Bayern Münih'in başında ilk kez doğup büyüdüğü ve efsane statüsüne geldiği Nou Camp'ta tüm duygularını çöpe atıp Alman panzeriyle ilk kez finale çıkmak isteyecek. Yıllarca takım arkadaşlığını yaptığı ve rakibinin patronu hakkında "dünyanın en iyi teknik direktörü" dediği Luis Enrique'de ilk sezonunda kupanın bir ucundan tutmaya çalışacak.
Şampiyonlar Ligi'nde tüm zamanların en çok kupa kazananı (10) ve son şampiyon apoletli Real Madrid ise 2 'dev'in çarpışmasını fırsat bilip, Juventus'u eleyip finale çıkmak isteyecek. Juventus eski Juventus değil ve her zamankinden daha güçlü. Allegri'nin öğrencileri asla tatmin olmadıkları Serie A şampiyonluğu'nun bir 'tık' üzerine çıkmak istiyor. En son yarı finali gördüklerinde takvimler 2003 yılını gösteriyordu ama o sıkıntılı dönemlerden beri en verimli, en komple takım olarak çıkacaklar sahaya. Galacticos, kağıt üstünde en zayıf halka olarak görünen Juve karşısında çizme sınırlarında şu ana kadar hiç kazanamadı ve o yüzden final için epey terleyecek, bundan kimsenin şüphesi olmasın.
Son şampiyonluğunu 1996 yılında Del Piero, Deschamps, Ravanelli, Conte, Vialli'li kadrosu ile kazanan, muhtemelen Pirlo ve Buffon'un kariyerlerinin son ŞL final şansına sahip olacakları ve bunu taçlandırmak isteyecekleri, İtalya'nın tartışmasız en iyisi Allegri'li Juventus mu?
"Finalden" başka hiçbir sonuçla tatmin olmayan Bawyera yönetiminde, Nou Camp'a ilk defa rakip olarak gelecek olan duygusal ve bir o kadar taktik dehası, bir kupa koleksiyoncusu Guardiola'lı Bayern mi?
İlk sezonunda harika bir istatistik yakalayan, Messi, Neymar ve Suarez'le her takımın korkulu rüyası olan, Pep'in eski dostu Luis Enrique'li Barcelona mı?
Yoksa kupayı üstüste 2 kez kazanan tek teknik adam olmak isteyen, muhteşem kariyere sahip Ancelotti'li Real Madrid mi?
Şampiyonlar Ligi'nin efsane müziğinin sesini her zamankinden fazla açın, 5 Mayıs'ta futbol şöleni başlıyor...
28 Nisan 2015 Salı
1 Nisan 2015 Çarşamba
Son 10 yılın En İyileri...
Son 10 yılın en iyi futbolcuları tartışmasız onlar... Evet çok sayıda yıldız futbolcu sayabilirsiniz ama onların yetenekleri, büyüleri, teknikleri herkesten farklıydı ve saha içinde yaptıklarını kimseler yapamadı...
Futbolun son 10 yıldaki kareasıdır; Lionel Messi, Cristiano Ronaldo, Arjen Robben ve Zlatan İbrahimovic...
En kritik anlarda sorumluluk alanlar, en fantastik golleri atanlar hep onlar oldu. Futbolu sevdiren, insanları TV başına hapseden, tribünlerin adeta taparcasına sevdikleri kusursuz 4 futbolcu...
Her birinin kariyerleri roman olur, bir gün olacaktır da...
İyi ki varsınız beyler, iyi ki sizi izleyen şanslı insanlardanız...