Daha sezonun başı... 6 haftada alınan 4 galibiyet, 2 beraberlik...
F.Bahçe'nin 8, G.Saray'ın 3 puan önünde bir puan tablosu ile herşey yolunda... Fakat UEFA'da 1-0
kazandıkları Metalist Kharkiv maçının rövanşında Ukrayna'da alınan 4-1'lik
mağlubiyet ve Avrupa'ya erken veda... 'Bir maç' uğruna, bir başarısız sonuç
sonrası bir daha geri dönüşü olmayan yola götüren karar... Ligde bu kadar
başarılıyken, o maça kadar Avrupa'da esamesi okunmayan, hatta bu maç sonrası
tanınmaya başlayacak olan Metalist takımına eleniş ve sonrasında camiadan ve
medyadan gelen tepkilerin , çatlak seslerin önüne geçilemeyecek kadar çığ gibi yükselmesi...
'Adam gibi adam' cümlesinin baş muhatabı, Liverpool zaferi ve
hezimetinin sahibi genç teknik adam, şüphesiz bu ağır yükü kaldıramadı ve
Metalist maçı sonrası Yıldırım Demirören yönetiminin vakit kaybetmeden
arkasından hemen teknik adam arayışlarına başladığını da ekleyerek, "Yüzüme karşı böyle bir görüşme olmadığı dense de
arkandayız dense de bu kadar inandırıcı olmayan söylemleri duyduktan sonra
artık burada olmamız mümkün değil. Türkiye'de yerli hocayla yabancı hocaya
yapılan çifte standardın ortadan kaldırılmasını istiyorum” diyerek bir Türkiye
gerçeğini de sağlam bir duruşla şekilde ortaya koymuş ve dile getirmiş oldu...
Yıllar geçse de hala her İnönü'ye gelişinde
taraftarın sahiplendiği ve her fırsatta sevgisini dile getirdiği Ertuğrul Hoca; son olarak, "Taraftarlarımız geldiğim günden bu yana bana destek
verdi. 'Adam gibi adam Ertuğrul Sağlam' dediler. Görevime adam gibi başladım,
adam gibi devam ettim ve adam gibi bitiriyorum” diyerek noktayı koydu...
........................................
Abramovich'in adeta diktatör edasıyla yönettiği Chelsea'den nasibini almış ve tescilli kovulmuş son teknik adamı Di
Matteo... Rus milyarderin en büyük hayali olan Şampiyonlar Ligi Kupası'nı
Londra'ya getiren bir teknik adam dahi olsanız, Chelsea'de işiniz asla garanti
değildir ve bir gün o hazin sonu mutlaka yaşayacaksınız demektir...
3 Mart 2012'de Villas Boas yönetiminde alınan WBA
mağlubiyeti sonrası, yaptığı en iyi iş olan 'teknik adam kovma' görevini başarıyla uygulayan Abramovich, aynı zamanda eski Chelsea futbolcusu İtalyan Di Matteo'yu
göreve getirdi. Bir başka deyişle ateşin tam ortasına attı... Mourinho sonrası geçen 5,5 yıldaki
altıncı teknik adam olarak tarihe geçiyordu İtalyan futbol adamı... Ayağının tozuyla
2,5 aylık dönem içerisinde takımına FA Cup şampiyonluğu getiren genç teknik direktör, Rus milyarderinin tam 9 sene boyunca hasretini çektiği, o kupa için milyar
dolarlarını saçmaktan asla imtina etmediği Şampiyonlar Ligi Kupası'nı da kimselerin ihtimal vermediği bir anda hem de rakibinin sahasında Beyern Münih'ten alıyor ve tarihe geçiyordu...
Tarih, 20 Kasım 2012. Juventus ve Shakhtar Donetsk
ile kıyasıya bir yarış içerisinde yer aldığı Şampiyonlar Ligi grubunda
İtalya'da Juventus'a konuk olan Mavi - Beyazlılar sahadan 3-0'lık mağlubiyetle
ayrıldı ve Abramovich, gözünü dahi kırpmadan, en büyük hayalini kurduğu kupayı
kendisine veren teknik adamı Di Matteo'ya maçtan saatler sonra kapıyı gösterdi.
Hem de Premier Lig'de lider M.City'nin sadece 4 puan gerisinde iken... Demekki Rus patron, olası Juventus mağlubiyetini düşünerek kafasında zaten silmişti Di Matteo'yu... 42 yaşındaki Matteo ise, bu durum karşısında yine mütevazi şekilde, "Formasını severek giydiğim, kalbimin başarısı için attığı takımlardan olan Chelsea'nin başında bulunduğum için onur duydum. Chelsea'de kısa sürede elde ettiğimiz başarılar ve aldığımız kupalardan dolayı da gurur duyuyorum." diye konuşmuştu...
Şüphesiz bu kovuluşun, Abramovich tarafından en
büyük gerekçesi, Juventus mağlubiyeti sonrası takımın Şampiyonlar Ligi'nde
gruptan çıkmasının artık çok zor oluşundandı. Artık her şey Chelsea'ye bağlı
değildi. Son maçta sahalarında Nordsjaelland'ı yenseler dahi, Shakhtar ile
Juventus berabere kalırlarsa Şampiyonlar Ligi'nden eleneceklerdi... Şimdilerde ise İspanyol Benitez, taraftarların hiç de sıcak bakmamasına rağmen ateşten gömleği giydi ama herkesin bildiği gibi onun da sezonu tamamlayamama şansı, tamamlama şansıyla eşit...
Ertuğrul Sağlam ve Di Matteo... İkisi de genç
yaşlarda formasını giydikleri takımlarda teknik adam görevlerine getirildiler...
İkisi de kendi liglerinde çok başarılı oldukları bir dönemde Avrupa Kupası
maçlarından dolayı istifa etmek zorunda bırakıldı ya da görevine son
verildi...
Yıldırım Demirören ve Abramovich... İkisinde de
çok para var. Tabii ki Rus olanın daha fazla ama ülkelerinde futbol
endüstrilerine göre gayet iyi durumdalar. İkisi de göreve geldiklerinden bu
yana kulüplerine inanılmaz para aktardılar... ve ikisi de teknik adamlara karşı
zaafları olan, bir çırpıda kapı önüne koyacak kadar da vizyonsuz olan kulüp
sahipleri... Allah'tan Beşiktaş, Demirören'den kurtuldu ama
Chelsea'nin Abramovich'ten kurtulması şimdilik pek de mümkün görünmüyor...
twitter.com/serdarsozkesen